e
Banner


Murat Baştor: Taşımacılık sisteminde değişim zamanı
Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, Türkiye’nin uluslararası ticaretteki hedeflerine ulaşılabilmesi ve pandemi sürecinde yakaladığı fırsatın kalıcı hale gelebilmesi için, kombine ve intermodal taşımacılık alternatifleri ile daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir taşımacılık sistemi tesis etmeyi, yük taşımacılığını tamamen dijitalleştirmeyi, Lojistik Koordinasyon Kurulu ile bürokratik engellerin kolayca aşıldığı dinamik bir lojistik altyapısı oluşturmayı hedeflediklerini söyledi. 




Murat BaÅ�torCovid-19 ulaşım ve lojistik sektörünü nasıl etkiledi? Türkiye’de uluslararası lojistik ve taşımacılık alanında hangi adımlar atıldı? 
 
Biz lojistik sektörümüzün pandemi döneminde çok önemli bir sınavdan başarı ile çıktığına şahit olduk. İhracatımızın kayda değer şekilde arttığı bugünlerde Avrupa ve Orta Asya’ya yönelik taşımalarımızda karşılaşılan geçiş belgesi kotası, sınır kapılarındaki pandemi yasakları, konteyner temin sorunları ve navlundaki artışlar gibi ciddi problemler ile mücadele ediyoruz. Bizim bu mücadelemizdeki en büyük destekçimiz olan lojistik çalışanları insanüstü emek vererek tedarik zincirinin devam etmesini sağladılar.
Yaşanan süreç lojistik çalışanlarının ne kadar hayati önem taşıdığını bize göstermiştir. Bu kapsamda birçok uluslararası kuruluşun da önerdiği gibi, lojistik çalışanlarımızın anahtar personel olduklarını düşünüyorum. Bu kapsamda en önemli önceliğimiz lojistik çalışanlarımızın çalışma standartlarının yükseltilmesidir. 
Ayrıca pandemi süreci, tedarik zincirinde süregelen alışkanlıkların sorgulanmasına neden olmuştur. Bu kapsamda, tedarik zincirlerinin alternatifli hale gelmesi ihtiyacı ön plana çıkmıştır. Özellikle Avrupa ve Orta Asya’ya yönelik taşımalarımızda karşılaşılan geçiş belgesi kotası ve sınır kapılarındaki yoğunluk gibi sorunlar nedeniyle en etkin çözüm olarak intermodal taşımacılık öne çıkmaktadır. 
Halihazırda uluslararası karayolu taşımalarımızın önemli bir bölümü deniz sınır kapılarımızdan, Ro-Ro seferleri şeklinde gerçekleşmektedir. İtalya, Fransa, İspanya, Ukrayna gibi ülkelere yönelik Ro-Ro hatları aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Ro-Ro hatları dışında Ro-La hatlarını da kullanan taşımacılarımız, alternatif taşıma modları ile ticaretimizi kesintisiz bir şekilde sürdürülebilmektedir. 
Önümüzdeki dönemde de, yeni Ro-Ro hatları, blok tren/konteyner gibi intermodal taşımacılık alternatifleri ile ülkemiz ihracatını destekleyecek daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir taşımacılık sistemi tesis etmeyi planlıyoruz.
Ülkemizin coğrafi avantajı onu doğal bir lojistik köprü haline getirmektedir. Başta Çin olmak üzere, Uzak Doğu ülkelerini Avrupa kıtasına bağlayan bilinen adıyla Orta Koridor güzergahında etkin olmak önemli stratejik önceliğimizdir. 
Ülkemizin geleceğe yönelik hedefleri doğrultusunda dış ticaretteki taleplerinin karşılanması, bunun yanı sıra transit konumunun da sunduğu fırsatlar ile sadece ürettiğinden değil, toprakları üzerinde taşınan yüklerden de katma değer kazanması ve lojistik hizmet ihracatında sayılı ülkeler arasında yer alması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
RAYLARDA ADİL REKABET ORTAMI YARATILACAK 
 
Pandemi sürecinde karayolunda yaşanan aksaklıklar nedeniyle özellikle intermodal ve demiryolu taşımacılığına talep arttı. Bu alanda Türkiye nasıl bir potansiyele sahip? Bakanlık olarak bu alana dönük gündeminizde neler var? 
 
Lojistiğin geliştirilebilmesi, yükün farklı taşıma modlarında güvenli, etkin ve hızlı şekilde taşındığı intermodal taşımacılık ile çok yakından ilgilidir. Bu bağlamda, intermodal taşımacılığı, özellikle zaman ve maliyet yönünden en verimli taşıma modu olarak görüyor ve bu açıdan büyük önem atfediyoruz.
Ülkemizde gerek yük gerekse yolcu taşımacılığında karayolu taşımacılığı ilk sırayı almakta, özellikle uluslararası taşımacılıkta demiryolu sektörünün aldığı pay çok düşük kalmaktadır. Ülkemizin 2023 ulaşım hedefleri doğrultusunda, demiryolu ve denizyolu taşımacılığının paylarının dengeli bir şekilde arttırılması amaçlanmaktadır. Örneğin, yurt içi taşımalarda demiryolu taşımacılığının yükteki payının %4,76’dan ’e, denizyolu taşımacılığının payının ise %2,66’dan seviyelerine çıkarılmasını hedefliyoruz.
Serbestleşen demiryolu sektöründe faaliyet gösterecek işletmecilerin, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında hizmet verebilmeleri için sektörün düzenleyici makamı, ulusal emniyet otoritesi ve kamu hizmeti yükümlülüğü uygulayıcısı olarak AB Müktesebatına uyumlu olarak mevzuat çalışmaları yapmaktayız.
Demiryollarında serbestleşme ile birlikte özel sektörün yolcu ve yük tren işletmeciliği yapabilmesinin önü açılmış ve bu kapsamda; TCDD Taşımacılık A.Ş. ve  İZBAN olmak üzere 2 adet şirketi demiryolu yolcu tren işletmecisi olarak, TCDD Taşımacılık A.Ş., Körfez Ulaştırma A.Ş. ve OMSAN olmak üzere 3 adet şirketi ise demiryolu yük tren işletmecisi olarak yetkilendirdik. Ayrıca demiryolu sektöründe hizmet veren organizatör ve acentelerin yetki belgeleri Genel Müdürlüğümüz tarafından verilmektedir.
Demiryolu altyapı işletmecilerine emniyet yetkilendirmesi verilmesi, demiryolu tren işletmecileri ve şehir içi raylı toplu taşıma işletmecilerine emniyet sertifikası verilmesi, tren makinist ehliyeti düzenlenmesi, demiryolu faaliyetlerinde emniyet kritik görevleri yapan personelin sahip olması gereken mesleki yeterlilik belgelerinin düzenlenmesi, emniyet kritik görevleri yapan personele yönelik eğitimlerin, sınavların ve belgelendirmenin yapılacağı eğitim ve sınav merkezlerinin sağlaması gereken asgari koşullar ile bu merkezlerin yetkilendirilmesi işlemlerini yapıyoruz.
Ulusal demiryolu altyapı ağında hizmet veren demiryolu araçları Genel Müdürlüğümüzce kayıt altına alınmakta ve söz konusu demiryolu araçlarının bakım-onarımlarını yapmak üzere “Bakımdan Sorumlu Kuruluş (ECM)” ve “Bakımdan Sorumlu Birimler” yetkilendirilmektedir.
Demiryolu altyapı işletmecisi tarafından hazırlanan şebeke bildirimi tarafımızca onaylanmakta olup demiryolunda taşımacılık payının artırılmasına yönelik olarak, yatırım ve işletmecilik maliyetlerinin düşürülmesine, karasal yükün demiryollarına kaydırılmasının cazip hale getirilmesi için teşvik unsurlarının devreye alınmasına yönelik çalışmaları sürdürmekteyiz. Kamu hizmeti yükümlülüğü kapsamında ticari şartlarda hizmet verilemeyen hatlarda kamu hizmeti yükümlüsü TCDD Taşımacılık A.Ş. ’ye sübvansiyon ödemeleri Genel Müdürlüğümüz bünyesinde yapılmaktadır.
 
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KOMBİNE TAŞIMACILIKLA YAKALANACAK 
 
Hayata geçirilen projelerle karayolu alanında Türkiye nasıl bir altyapıya ulaştı? 2023 hedefleri doğrultusunda karayolunda nasıl bir ulaşım ağı hedefleniyor?
 
Ulaştırma sektörü, ihtiyaçlar neticesinde ortaya çıkan insan ve eşya hareketine dayalı, dinamik bir sektördür. Bu bağlamda, ekonomik ve sosyal hayat başta olmak üzere, yaşanan değişimlere ayak uydurmak, ortaya çıkan sorunları çözmek gerekmektedir. Bunun için günün şartlarına uygun strateji ve politikalar belirleyip gerekli idari yöntem ve düzenlemeleri hayata geçirmek önem arz etmektedir.
Bakanlığımızda yeniden yapılanma süreci ile birlikte, 17 Ocak 2020 tarihinde Karayolu Düzenleme, Demiryolu Düzenleme, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlükleri birleştirilerek “Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Bu kapsamda Mülga Genel Müdürlüklerini devir aldığımız görevlerimiz ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Ülkemizin uluslararası ticaretteki hedeflerine ulaşılabilmesi ve pandemi sürecinde yakaladığı fırsatın kalıcı hale gelebilmesi için, rekabetçi bir kombine taşımacılık sisteminin tesis edilmesi gerekmektedir. Uluslararası platformlarda, sadece karayolu taşımacılığına bağlı olan bir taşımacılık sisteminin, orta vadede sürdürülebilir olmadığı varsayılmaktadır.
2021 ile başlayarak taşımacılıkta dengeli ve alternatifli bir sistem geliştirmek için projelerimizi önceliklendiriyoruz. 
Özellikle demiryolu hatlarımıza limanlarımızın ve lojistik merkezlerimizin bağlantı kurmasını çok önemsiyoruz. Bu kapsamda kurulacak olan iltisak hatlarını öncelikli projemiz olarak görüyoruz. Bunun yanı sıra demiryolu ağımızın altyapısını güçlendirme, intermodal taşımacılık altyapısını güçlendirmek ve sınır geçişlerini kolaylaştırmak konularında projeler yürüteceğiz.
 
YÜK TAŞIMACILIĞI TAMAMEN DİJİTALLEŞTİRİLECEK 
 
Bu sürecin öncelikli gündem maddelerinden biri de dijitalleşme. Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü olarak dijitalleşme alanında ne tür adımlar attınız? Devreye almayı planlandığınız yeni projeler var mı?
 
Sürdürülebilir ulaşım politikaları; trafik güvenliği, çevre ve dijitalleşme ekseninde şekillenmektedir. Pandemi süreci ile birlikte dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Bizde dijitalleşme odaklı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu kapsamda; Genel Müdürlük olarak verdiğimiz hizmetlerin kalitesini yükseltmeyi amaçlayarak tüm mevzuat çalışmalarımızı, teması minimuma indirmek ve işlem hızını arttırmak adına e-devlete entegre edecek şekilde düzenlemekteyiz. 
Bu çalışmalar kapsamında, geçtiğimiz yıl içerisinde verdiğimiz hizmetlerin büyük bir bölümünü e-devlet sistemine aktararak vatandaşlarımız için en etkin hizmeti sağlamaya çalıştık. 122 adet hizmetimiz için 2020 yılında 802 milyon adet erişim sağlanmış olup toplamda 25 milyon işlem yapılmıştır. 
Ayrıca verdiğimiz barkotlu belgelerden 2020 yılında, vatandaşlarımız tarafından 1,7 milyon adet çıktı alınmış ve bu belgeleri almak için Bölge Müdürlüklerimize müracaat etmelerine gerek kalmamıştır. U-net sistemi sayesinde yapılan işlemler süresince tüm adımlar yazılım tarafından doğrulanmakta ve birçok belge ve bilgi e-devletten otomatik sorgulanabilmektedir. Böylece, yanlış yazılma gibi kullanıcı hatası olmamaktadır. Yapılacak ödemeler sistem tarafından hesaplanarak vatandaşlarımıza SMS olarak bildirilmekte, ödemeler bankalara yapılmakta ve otomatik olarak ödeme bilgileri sisteme düşmektedir. 
Yolcu taşımacılığına ilişkin tüm süreçler U-ETDS adını verdiğimiz sistemimiz üzerinden yürütülmektedir. Bu kapsamda özellikle pandemi sürecinde HES kodu uygulaması yapılmıştır. Bulaş riski olan vatandaşlarımıza bilet satılmamış, daha sonradan covid pozitif çıkan vatandaşlarımız için de temaslı yolcuların tespiti bu sistem üzerinden yapılmıştır. 
Yük taşımacılığına ilişkin işlemlerin U-ETDS üzerinden yürütülmesi çalışmalarımız devam etmektedir. Yük taşımacılığının tamamen dijitalleştirilmesini hedefliyoruz. Taşımacılıkta kullanılan yetki belgelerine ilişkin tüm işlemleri ise dijital olarak yürütüyoruz.
Biz dijitalleşmeyi çok önemsiyor ve bu konuda çok mesai harcıyoruz. Özellikle taşımacılık gibi dinamik bir sektörün ancak tam dijitalleşme ile başarıya ulaşacağını değerlendiriyoruz.
 
DEV LOJİSTİK MERKEZLER KURULACAK 
 
Lojistik köy projelerinde nasıl bir ilerleme sağlandı? Bu projeler lojistik süreçlerine nasıl katkı sunacak?
    
Taşımacılık alt yapısının en önemli unsurlarından biri olan lojistik merkezlerin kurulması ve işletilmesi konusunda Genel Müdürlüğümüz bünyesinde önemli çalışmalar yürütülmektedir. Türkiye Lojistik Master Planı (TLMP) revizyonu Ulaştırma Ana Planı altında devam etmektedir. Ülkemiz için stratejik önemi olan Orta Koridorda etkinliğinin arttırılması ile Avrupa ile Asya arasındaki en etkin tedarik zincirinin oluşturulması için gerekli lojistik altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz.
Ayrıca, Genel Müdürlüğümüz tarafından koordine edilen Lojistik Koordinasyon Kurulu çatısı altında Bakan ve Bakan yardımcısı seviyesinde ülkemizin lojistik ihtiyaçları tartışılmaktadır. Amacımız ülkemizdeki lojistik merkez altyapısının Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun karar verici dinamik yapısını kullanarak iyileştirilmesidir. Böylece ilgili tüm kurum ve kuruluşların bir arada kararlar verdiği, alınan kararların sonuçlandırılmak üzere etkin takibinin yapıldığı, bürokratik engellerin kolayca aşıldığı dinamik bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz. 
Hedefimiz ilk aşamada mevcut lojistik merkezlerinin tam kapasitede kullanılmasını sağlayacak işletme modelleri geliştirerek kamu- özel sektör işbirliği ile bu merkezlerin verimli işletilmesini sağlamaktır. Akabinde ve bu çalışmalarımızla eşzamanlı olarak; dünya standartlarında, lojistik firmalarının kümelendiği, çevreye duyarlı, tüm kaynakların verimli ve ekonomik kullanıldığı, gümrük hizmetlerinden bakım hizmetlerine, eğitim hizmetlerinden belgelendirme hizmetlerine kadar her türlü ihtiyacın bir arada karşılanabileceği yeni dev lojistik merkezlerin ülkemizin ihtiyaç duyulan yerlerinde kurulmasını hedefliyoruz. 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat