e
Banner


McDonald's sürdürülebilir lojistiğe yatırım yapıyor
Türkiye’de yılda 100 bin ton ürün sevkiyatı gerçekleştiren McDonald’s, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimiyle yol alıyor. “Tedarik zinciri yönetimi, McDonald’s tarafından süreçlerin doğru yönetildiği en güçlü kaslarından birini oluşturuyor” diyen McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Direktörü Sertaç Hamza, artan maliyetler nedeniyle lojistikte öncelikli gündem maddelerinin verimlilik ve tasarruf olduğunu söyledi. 




McdonaldsSürdürülebilir gıda kaynakları için tedarik zinciri yönetiminin önemi nedir?  
 
Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik kavramı; genel tanımı itibarıyla ürünlerinizde kullandığınız kaynakların devamlılığının sağlanması ve çevreye olan etkilerinizin minimuma indirilmesi olarak tanımlanabilir.
McDonald’s Türkiye olarak, global vizyonumuzun da öğretisiyle, tedarik zincirimizde özellikle gıda ürünlerinde uçtan uca sürdürülebilir bir tedarik zinciri yönetimi uyguluyoruz. 
Örneğin kahvelerimizin tamamını, rainforest alliance sertifikalı kaynaklardan tedarik ediyoruz. Tüm kağıt ambalajlarımızın üretiminde yine FSC sertifikalı hammaddeler kullanıyoruz. Taze sebzelerimizi global GAP sertifikalı kaynaklardan tedarik ediyoruz ve bu yöntemleri uygulayan çiftçi ağımızı her yıl daha da büyütüyoruz. Böylelikle tarımsal kaynakların sürdürülebilir olmasına destek olmayı amaçlıyoruz. Yine aynı şekilde restoranlarımızda kullanımdan sonra oluşan yağ atıklarını, bu atıkların kolayca toplanmasına imkân veren kızartma ekipmanlarımız sayesinde, yüzde 100’e varan oranlarla biodizel üretimi için yetkili toplayıcı kurumlar vasıtasıyla geri dönüştürüyoruz. Ayrıca, restoranlardan çıkan ambalaj atıklarımızın karşılığında, kanunla belirlenmiş maksimum oranlar dahilinde, kamu tarafından yetkilendirilmiş kurumlar aracılığıyla geri dönüştürüyoruz.
McDonald’s tedarik zinciri olarak, çevre ayak izimizi minimuma indirmek ve gıda kaynaklarının sürdürebilirliğine katkıda bulunmak amacıyla, tüm iş ortaklarımızı ve tedarikçilerimizin çalışma ve istihdam koşullarını, hayvan refahı, üretim girdi kaynaklarının seçimini, temizlik ve hijyen sistemlerini çift taraflı denetim ve süreç iyileştirme programı ile yönetiyoruz.
 
OPERASYONLAR 3 ANA MERKEZDEN YÖNETİLİYOR 
 
McDonald's lojistik süreçlerini nasıl yönetiyor? Bu alandaki başarı hikayenizi anlatır mısınız?
 
Türkiye’de lojistik ve depolama hizmetimiz, global partnerlerimizden birisi olan Havi Lojistik tarafından; Kocaeli (Şekerpınar), Ankara ve İzmir olmak üzere 3 ana lojistik merkezden yönetiliyor.
Tedarik zinciri yönetimi, McDonald’s tarafından süreçlerin doğru yönetildiği en güçlü kaslarından birini oluşturuyor. Özellikle soğuk zincir lojistiği yönetimi, sistemin en kırılgan ve en önemli noktalarından biridir. İyi yönetilmediği takdirde sistemin en zayıf halkası haline dönüşebilir. Çünkü tedarik aşamalarında ne kadar iyi bir tedarikçi altyapısı kurarsanız kurun, doğru ve kontrol edilebilir bir soğuk zincir yönetiminiz olmazsa sisteminiz her zaman sorunlara açık hale gelecektir.
 
Lojistiğe yönelik gerçekleştirdiğiniz alt yapı ve dijitalleşme yatırımlarından söz eder misiniz? 
 
Lojistiğe yönelik dijital alt yapımızı, global iş ortaklarımız ile birlikte ortak akıl ile güncelliyor ve sürekli teknolojik gelişmeleri takip ediyoruz. En son restoran ihtiyaç tahminleme ve sipariş yönetim sistemimizi kendimize ait olan bir sistem ile değiştirdik. Aynı zamanda global olarak son birkaç yıldır masterdata sistemimizi temizleyip datamızı güncel tutmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmaların sonucunda farklı yatırımlarımız da olacak.
 
YILDA 100 BİN ÜRÜN SEVKİYATI  
 
Ürünlerin dağıtımını nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Yıllık ne kadar tonluk bir sevkiyat gerçekleştiriyorsunuz? 
 
Standart kalite sağlama için tüm tedarikçilerimizde, ürünün hammadde kaynaklarından başlayarak restoranlarımıza ulaştığı sürece kadar, global kalite standartlarımızı birebir olarak uyguluyoruz. Bu şekilde McDonald’s Türkiye olarak, onaylanan ve sisteme dahil edilen tüm tedarikçilerimiz aynı zamanda McDonald’s global sisteminin de onaylı tedarikçisi haline geliyorlar. 
Tedarikçilerimizden tedarik edilen ürünler, iş ortağımız Havi Lojistik tarafından İstanbul (Gebze), Ankara ve İzmir noktalarında ve öngörülen depolama koşullarında saklanır. 
Ürünler belirli bir rota planlarıyla McDonald’s restoranlarına teslim ediliyor. Acil ürün ihtiyacı halinde güzergah planları maksimum maliyet optimizasyonu ile yenileniyor. 
Üreticilerden Havi depolarına ve oradan restoran sevk noktalarına kadar olan mal kabul sürecinde, ürün sıcaklık derece kontrolleri başta olmak üzere tüm ürünlerin fiziksel, ısı ve izlenebilirlik kontrolleri, ısı kontrollü özel üretim araçları ile sağlanıyor. Tüm araçlarımızın ısıları sürekli olarak takip ediliyor ve nihai sevk noktalarına ulaşan ürünler, tekrar ısı kontrolleri yapılarak teslim alınıyor. Bu şekilde tüm ürünlerin, lojistiği esnasında, tazeliği ve kalitesi korunmuş oluyor. 
Restoranlarımız, yıllık 22 bin birim üzerindeki sevkiyatı teslim alıyor. Restoranlarımıza yapılan tüm sevkiyatlar, ürün gruplarının gerektirdiği ısılarda, frigorifik araçlarla yapılmakta. Araçlarda bulunan özel separatörler ve teknik donanım sayesinde ürünler üç ayrı ısıda (oda sıcaklığı, soğuk, donuk) ve aynı araçta teslim ediliyor. HAVI Lojistik araçları GPRS sistemi ile gerçek zamanlı (hız, derece ve bekleme süreleri vb.) 24 saat izleniyor. Böylelikle, tüm ürünlerin, yaklaşık yüzde 100 oranında, sistem içerisinde hareketlerini izlenebilir kılıyoruz. Tüm bu lojistik faaliyetlerimiz sonucunda ise toplam yıllık yaklaşık 100 bin ton ürün taşıması yapıyoruz. 
 
Lojistik iş ortağınızı hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? 
 
Global onaylı iş ortaklarımızdan birisi olan Havi Lojistik ile çalışmamızdaki en önemli tercih sebebimiz, tedarik zinciri süreçlerinin her adımında birbirimizle kolaylıkla entegre olabilmemiz ve hatta şirketimizin bir departmanı gibi hizmet alabiliyor olmamızdır. Bizim gibi ana işi operasyonel mükemmeliyet ve kaliteli hizmet sağlamak olan şirketler için en kritik nokta farklı yetkinliklere ve güce sahip şirketlerin tüm süreçlerde birbiri ile uyumlu çalışmasıdır. Biz bunu Türkiye pazarında başarı ile sürdürüyoruz.
Ayrıca bilindiği üzere, lojistik sektöründe dış kaynak kullanımını, şirket ana yetkinliklerine odaklanmak ve verimlilik sağlamak adına kesinlikle önemli bir rekabet aracı olarak görüyorum. Bu konuda alınan tüm out source hizmetlerini tek noktada birleştirilerek daha verimli ve kontrol edilebilir bir sistem ile yönetiyoruz. Böylece uçtan uca tüm sistemi izleyebilmemizin yanı sıra yüzde 99 oranında operasyonel mükemmellik sağlayabiliyoruz ki bu oran sektör ortalamasının çok üzerindedir.
 
Lojistik gider kalemleriniz içinde nasıl bir pay alıyor? Lojistik gündeminizde neler var? 
 
Lojistik giderlerimizin, özellikle enerji ve yakıt maliyetlerinin son iki yılda kur baskısı ile yükselmesi sebebiyle, eskiye oranla daha fazla bir oranla maliyetlerimiz içinde yer almaya başladığını söyleyebilirim. Bu sebeple, özellikle verimlilik ve tasarruf öncelikli gündem maddelerimiz arasında yer alıyor.
 
‘SEKTÖREL TANIMLAMALAR DOĞRU YAPILMALI’ 
 
Lojistik süreçlerde karşılaştığınız en temel sorunlar neler? Bu sorunların çözümüne yönelik kamuya ve lojistik şirketlerine hangi görev ve sorumluluklar düşüyor?
 
Öncelikli işe, lojistik hizmeti sağlayıcı şirketlerin sektör tanımlarını doğru yaparak başlanmalı. Bu sektörde iş yapan şirketler bazen vergisel boyutta farklı uygulamalara tabi tutulabiliyor. Örneğin lojistik şirketlerinin taşıdığı sebze-meyve ürünleri hal kanununa tabi şirket olarak değerlendirilip, hal içi tüccar sıfatı olmadan taşıma yapmasına müsaade edilmiyor. Bu da müşterilerde hizmet noktasında memnuniyetsizliğe sebep olabiliyor. Bu gibi düzenlemeler hayata geçirilirken lojistik sektörünün maliyet kalemlerine direkt etkisi dikkate alınmalı. Getirilen her yükün artık eskiye oranla daha fazla ürün maliyetine yüksek etkisi sebebiyle lojistik maliyetlerini genel olarak düşürebilmek adına kanun yapıcı kurumlar tarafından destekleyici önlemler alınmalı.
Bu konularda sektör paydaşlarının, özellikle sivil toplum kuruluşlarının, kamu ile yapılan çalışmalarda daha etkin rol almaları önemli. Aynı şekilde kamunun da sektör taleplerine hızlı cevap vermesi ve uygulamadaki yolun açılmasının, lojistik sektörünün reel ekonomiye etkisi açısından çok önem arz ettiğini düşünüyorum.
 
‘REKABET GÜCÜ TAŞIMA MODELLERİ ÇEŞİTLENDİRİLEREK ARTIRILABİLİR’
 
Pandemi ve deprem afetinde gıda lojistiğinin ne kadar önemli olduğunun tecrübe edildiğini vurgulayan McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Direktörü Sertaç Hamza, “Türkiye, lojistik geçiş ve aktarma noktaları açısından, global ve bölgesel olarak çok önemli bir konuma sahip ve vazgeçilmez bir ülke. Benim gördüğüm ve sektör paydaşlarının da çokça bahsettiği üzere, lojistikte farklı taşıma modları ile efektif ve uygun maliyetli taşıma sistemleri oluşturulabilirse, hem ürün firesi gibi gereksiz maliyetlerden kurtulabilir hem de daha rekabetçi fiyatlar ile dünya pazarlarında başarılı ve rekabetçi hale gelinebilir. Rekabetçi ve verimli lojistik yönetimin tek bir çözümü olmadığı gibi, özel sektör ve kamunun iş birliği sağladığı noktada, bu konuda en doğru çözüm ve çözüm yollarının da bulanabileceğine de eminim” dedi. 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat