REKABETTE EN BÜYÜK KOZUMUZ LOJİSTİK
26/01/2013 - 13:21:00
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için lojistiğin rekabette en büyük kozlarından biri olduğunu belirten İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi, sektör olarak bu alandaki maliyetleri aşağı çekebilmek için ise ‘Ortak Satın Alma Platformu’ oluşturmaya başladıklarını söylüyor.
Özellikle son 10 yılda uluslararası pazarlarda payını artıran hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün, Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesinde önemli rol oynaması bekleniyor. Toplam 16,2 milyar dolarlık ihracat ile dünyada ilk 5 içinde yer alan sektör, konfeksiyonda Çin’den sonra Avrupa’nın ikinci büyük tedarikçisi konumunda. Hazır giyim sektörü alt kalemler itibariyle de bazı alanlarda liderliğe oynuyor. İç giyim ihracatında Türkiye, Çin ve Hong Kong’un ardından dünyada 3’üncü durumda iken, çorap üretiminde ise 1,5 milyar dolarla dünyada 2’nci sırada bulunuyor.
Dünyada 190 kadar ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2012 yılında ürettiğinin yüzde %80’ini ihraç ettiği Avrupa’da pazar payını korurken, Ortadoğu ülkelerine ihracatını %24,8, Eski Doğu Bloku ülkelerine ihracatını ,8, Afrika ülkelerine ihracatını %37,9, Azerbaycan, Kazakistan gibi Türki Cumhuriyetleri’ne olan ihracatını %60,1 ve Asya-Okyanusya ülkelerine ihracatını ,4 arttırdı.
2013 İÇİN HEDEF 17 MİLYAR DOLAR
Katma değerli ürünlere odaklanarak moda ve marka yaratan sektörün AB ülkelerinin yanı sıra pazar çeşitlendirme çalışmaları ile diğer bölgelerde de payını artırdığını belirten İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 2013 yılı için ihracat hedeflerinin 17 milyar dolar olduğunu söylüyor. Son yıllarda dünya hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe “hızlı moda” kavramının öne çıktığına dikkat çeken Tanrıverdi, küresel kriz döneminde bile bunun değişmediğini söylüyor. Sektör açısından vitrinlere sürekli yeni ürünler koyarak, müşteri talebini karşılayabilmenin rekabetin ana unsurlarından birisi haline geldiğini vurgulayan Tanrıverdi, sektörün rekabetteki elinin güçlendirilmesi için lojistik süreçlerden kaynaklanan gecikmelerin ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çiziyor. Tanrıverdi, “Bu sorunların lojistik sektörü ve ihracatçıları temsil eden kuruluşların ortak çalışmaları ile aşılacağına inanıyoruz” diyor.
Hikmet Tanrıverdi, çoğunlukla küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün tamamına yakın bölümünde lojistik hizmetlerin outsource edildiğini söylüyor. Sektörün ihracat taşımalarında daha çok kara, deniz ve hava yollarını kullandığını anlatan Tanrıverdi, “Kısa zamanlı siparişlerde havayolu, uzak pazarlar için denizyolu, yakın ve komşu ülke pazarları için ise daha çok karayolu taşımacılığı tercih ediliyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe Türkiye dünyanın hemen hemen bütün ülkelerine ihracat yapıyor. Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün rekabet üstünlüğünü koruması ve artırabilmesi için lojistik sektörü çok önemli bir rol oynuyor. Ayrıca, yeni hedeflenen pazarlara girişte lojistik altyapının var olması da sektörün pazar geliştirme faaliyetlerinde büyük önem taşıyor” diye konuşuyor. Tanrıverdi, sektörün ihracatta lojistik sektörü ile son derece uyum ve işbirliği çerçevesinde çalıştığını vurguluyor.
Sektörün birçok kalemde maliyetleri azaltmak için Ortak Satın Alma Platformu kurduğunu ve bu kapsamda anlaşmalar yapıldığını belirten Tanrıverdi, “Bu alanlardan birisi de kargo taşımacılığıdır. Şu anda uluslararası kargo taşımacılığında küçük paket ve numune gönderilerinde üyelerimizin maliyetlerini azaltmak için anlaşmalar yapıldı. Önümüzdeki dönemlerde lojistik anlamında başka alanlarda da proje geliştirme çalışmaları ise devam ediyor” diye konuşuyor.
‘ULUSLARARASI STANDARTLARDA HİZMET BEKLİYORUZ’
Tekstil ve hazır giyim sektörünün lojistik süreçlerde yaşadığı sorunlara da değinen Hikmet Tanrıverdi, “Uluslararası taşımada belge temini, liman hizmetleri, depolama, yurtiçi taşıma bedelleri gibi doğrudan masraflardaki artışlar ile liman ve gümrük hizmetlerindeki gecikme ve yaşanan zaman kayıpları şeklinde ortaya çıkan dolaylı maliyetler, ihracatçıların uzun yıllardır dış ticaretin kolaylaştırılması ve masrafların aşağıya çekilmesi yönünde verdiği çalışmaları olumsuz etkilemektedir” diyor.
Türkiye’nin 2023 hedefinin gerçekleştirilmesi için firmaların rekabet gücüne olumsuz etkileyen unsurların bertaraf edilmesi gerektiğini belirten Tanrıverdi şunları aktarıyor: “ İhracat ve ithalat operasyonlarında eşyanın bir ülkedeki çıkış noktasından alınarak diğer ülkedeki teslim noktasına varışına kadar yaşanan lojistik süreçlerinde karşılaşılan gereksiz masraf ve gecikmeler kamu ve özel sektörün işbirliğiyle asgari seviyeye indirilebilecektir. Bu işbirliği çerçevesinde, kamunun gerekli altyapı yatırımlarını hızla yapması ve mevzuat temelini oturtması önemlidir. Firmaların da yeni kurumsal stratejiler ve süreçler geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca lojistik sektörünün de uluslararası standartlarda uygun fiyat ve kalitede hizmet vermesi önemlidir.”
SEKTÖR KÜNYESİ
TEKSTİL
2012 İhracatı: 16,2 milyar dolar
2013 Hedefi: 17 milyar dolar
En Fazla İhracat Yapılan Bölge: Avrupa
İhracatta En Fazla Artış Kaydedilen Bölge: Ortadoğu
Lojistik Beklenti: Lojistik maliyetlerin düşürülmesi ve güçlü bir altyapı
Dünyada 190 kadar ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2012 yılında ürettiğinin yüzde %80’ini ihraç ettiği Avrupa’da pazar payını korurken, Ortadoğu ülkelerine ihracatını %24,8, Eski Doğu Bloku ülkelerine ihracatını ,8, Afrika ülkelerine ihracatını %37,9, Azerbaycan, Kazakistan gibi Türki Cumhuriyetleri’ne olan ihracatını %60,1 ve Asya-Okyanusya ülkelerine ihracatını ,4 arttırdı.
2013 İÇİN HEDEF 17 MİLYAR DOLAR
Katma değerli ürünlere odaklanarak moda ve marka yaratan sektörün AB ülkelerinin yanı sıra pazar çeşitlendirme çalışmaları ile diğer bölgelerde de payını artırdığını belirten İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 2013 yılı için ihracat hedeflerinin 17 milyar dolar olduğunu söylüyor. Son yıllarda dünya hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe “hızlı moda” kavramının öne çıktığına dikkat çeken Tanrıverdi, küresel kriz döneminde bile bunun değişmediğini söylüyor. Sektör açısından vitrinlere sürekli yeni ürünler koyarak, müşteri talebini karşılayabilmenin rekabetin ana unsurlarından birisi haline geldiğini vurgulayan Tanrıverdi, sektörün rekabetteki elinin güçlendirilmesi için lojistik süreçlerden kaynaklanan gecikmelerin ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çiziyor. Tanrıverdi, “Bu sorunların lojistik sektörü ve ihracatçıları temsil eden kuruluşların ortak çalışmaları ile aşılacağına inanıyoruz” diyor.
Hikmet Tanrıverdi, çoğunlukla küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün tamamına yakın bölümünde lojistik hizmetlerin outsource edildiğini söylüyor. Sektörün ihracat taşımalarında daha çok kara, deniz ve hava yollarını kullandığını anlatan Tanrıverdi, “Kısa zamanlı siparişlerde havayolu, uzak pazarlar için denizyolu, yakın ve komşu ülke pazarları için ise daha çok karayolu taşımacılığı tercih ediliyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe Türkiye dünyanın hemen hemen bütün ülkelerine ihracat yapıyor. Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün rekabet üstünlüğünü koruması ve artırabilmesi için lojistik sektörü çok önemli bir rol oynuyor. Ayrıca, yeni hedeflenen pazarlara girişte lojistik altyapının var olması da sektörün pazar geliştirme faaliyetlerinde büyük önem taşıyor” diye konuşuyor. Tanrıverdi, sektörün ihracatta lojistik sektörü ile son derece uyum ve işbirliği çerçevesinde çalıştığını vurguluyor.
Sektörün birçok kalemde maliyetleri azaltmak için Ortak Satın Alma Platformu kurduğunu ve bu kapsamda anlaşmalar yapıldığını belirten Tanrıverdi, “Bu alanlardan birisi de kargo taşımacılığıdır. Şu anda uluslararası kargo taşımacılığında küçük paket ve numune gönderilerinde üyelerimizin maliyetlerini azaltmak için anlaşmalar yapıldı. Önümüzdeki dönemlerde lojistik anlamında başka alanlarda da proje geliştirme çalışmaları ise devam ediyor” diye konuşuyor.
‘ULUSLARARASI STANDARTLARDA HİZMET BEKLİYORUZ’
Tekstil ve hazır giyim sektörünün lojistik süreçlerde yaşadığı sorunlara da değinen Hikmet Tanrıverdi, “Uluslararası taşımada belge temini, liman hizmetleri, depolama, yurtiçi taşıma bedelleri gibi doğrudan masraflardaki artışlar ile liman ve gümrük hizmetlerindeki gecikme ve yaşanan zaman kayıpları şeklinde ortaya çıkan dolaylı maliyetler, ihracatçıların uzun yıllardır dış ticaretin kolaylaştırılması ve masrafların aşağıya çekilmesi yönünde verdiği çalışmaları olumsuz etkilemektedir” diyor.
Türkiye’nin 2023 hedefinin gerçekleştirilmesi için firmaların rekabet gücüne olumsuz etkileyen unsurların bertaraf edilmesi gerektiğini belirten Tanrıverdi şunları aktarıyor: “ İhracat ve ithalat operasyonlarında eşyanın bir ülkedeki çıkış noktasından alınarak diğer ülkedeki teslim noktasına varışına kadar yaşanan lojistik süreçlerinde karşılaşılan gereksiz masraf ve gecikmeler kamu ve özel sektörün işbirliğiyle asgari seviyeye indirilebilecektir. Bu işbirliği çerçevesinde, kamunun gerekli altyapı yatırımlarını hızla yapması ve mevzuat temelini oturtması önemlidir. Firmaların da yeni kurumsal stratejiler ve süreçler geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca lojistik sektörünün de uluslararası standartlarda uygun fiyat ve kalitede hizmet vermesi önemlidir.”
SEKTÖR KÜNYESİ
TEKSTİL
2012 İhracatı: 16,2 milyar dolar
2013 Hedefi: 17 milyar dolar
En Fazla İhracat Yapılan Bölge: Avrupa
İhracatta En Fazla Artış Kaydedilen Bölge: Ortadoğu
Lojistik Beklenti: Lojistik maliyetlerin düşürülmesi ve güçlü bir altyapı