AB İlerleme Raporu’nda taşımacılıkta ‘reformları hızlandırın’ vurgusu
Avrupa Komisyonu 2012 İlerleme Raporu’nda Türkiye’nin taşımacılık faslında gerçekleştirdiği hazırlıklar olumlu olarak değerlendirilirken, demiryolunda reformların hızlandırılması için kapsamlı bir kanuna ihtiyaç olduğu, havayolunda yatay havacılık anlaşmasının imzalanması gerektiği, denizyolunda ise özellikle tehlikeli maddelerin taşınmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması konusunda daha fazla adım atılması gerektiği vurgulanıyor.
Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin son bir yılda AB yolunda attığı adımları ve devam eden eksikliklerin değerlendirdiği 2012 İlerleme Raporu’nu yayınladı. Raporda Türkiye taşımacılık sektörüne ilişkinde önemli tespitlere yer verildi. AB mevzuatlarına uyum kapsamında taşımacılık sektöründe belirli bir ilerlemenin kaydedildiği belirtilen raporda, ancak özellikle deniz ve demiryolu taşımacılığına ilişkin yapılan son mevzuat değişiklerine yönelik gerekli uyumun sağlanmadığına dikkat çekiliyor. Raporda, özellikle denizyolu taşımacılığında tehlikeli maddeler ve acil durum müdahale hazırlığı alanlarında AB müktesebatını uygulamak için insan kaynakları ve teknik kapasite konularında ilave çabaya ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Türkiye’deki ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki havayolu trafik kontrol merkezleri arasındaki iletişim eksikliğinin hava emniyeti bakımından ciddi tehlike oluşturmaya devam ettiği işaret edilen raporda, bu alanda ivedilikle adım atılması gerektiğine belirtiliyor. Raporda, “Genel olarak, taşımacılık faslındaki hazırlıklar ileri düzeydedir” değerlendirmesine yer veriliyor.
Yeniden yapılanma bakanlığın konumunu güçlendirdi
Raporda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılmasının Bakanlığın düzenleyici niteliğini güçlendirdiği belirtiliyor. Karayolu taşımacılığı konusunda bazı ilerlemeler kaydedildiği aktarılan raporda, şu tespitlere yer veriliyor: “Sürücü belgelerinin AB standartlarıyla uyumlaştırılması amacıyla, yeni bir kanun kabul edilmesine ilişkin hazırlık çalışması neredeyse tamamlanmak üzere. Dijital takograf sisteminin uygulanması etkin bir biçimde yürütülmekte olup, Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Taşıtlarda Çalışan Personelin Çalışmalarına İlişkin Avrupa Anlaşması ile uyumludur. Çalışma ve dinlenme süreleri, sürücü eğitimi ve ticari araçların yol kenarında teknik denetimlerine ilişkin düzenlemeler yeterince uygulanmaktadır, ancak düzgün uygulamanın sağlanması için kurumsal ve teknik kapasiteler kilit hususlardır. Karayolu emniyeti ile ilgili olarak, 1986 yılından önce üretilen ticari araçların hurdaya ayrılması için önemli çabalar gösterilmiş, geçen yılın miktarları neredeyse ikiye katlanmıştır. Ancak, karayolu taşımacılığı işletmecileri için izin kriterleri ile karayolu nakliye piyasasına erişime ilişkin olarak, Türkiye’nin AB müktesebatına uyum sağlaması gerekmektedir.”
Demiryolunda kapsamlı bir kanuna ihtiyaç var
Raporda, demiryolu taşımacılığına ilişkin kaydedilen ilerleme yeterli görülmüyor. Demiryolu taşımacılığı reformunun daha kapsamlı bir kanununun kabulünü zorunlu kıldığı belirtilen raporda, “Özellikle, demiryolları reform gündemine
ilişkin olarak, önemli stratejik kararlar bakanlıkta beklemededir. TCDD, maliyet esaslı muhasebeye başlamamıştır ve kamu hizmeti yükümlülüğü sistemi uygulanmamaktadır. Operasyonel maliyetlerin denetimindeki eksiklik ve iddialı hızlı tren yatırım programından dolayı da mali durum baskı altında olabilir. TCDD için bir emniyet yönetim sistemi ve ayrıca ulusal emniyet kuralları hazırlanmaktadır. Bir emniyet otoritesi ile kaza inceleme kurulu henüz oluşturulmamıştır. Mevzuat uyumu, ilave çabalar gerektirmektedir” uyarıları yer alıyor. Raporda ayrıca, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü kurulmasına rağmen bu alanda önemli bir ilerleme sağlanamadığına dikkat çekiliyor.
Yatay havacılık anlaşması imzalanmalı
Raporda, hava taşımacılığı konusunda AB mevzuatına uyumda ilerleme kaydedildiği, ancak Türkiye ile AB arasında hala yatay havacılık anlaşmasının imzalanması önemli bir sorun olarak gösteriliyor. Yine havayolu taşımacılığı alanında Türkiye’deki ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki hava trafik kontrol merkezleri arasındaki iletişim eksikliğinin, hava emniyeti bakımından ciddi tehlike oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, “Halihazırda, hava trafik kontrol üniteleri arasında uçuş mesajı transfer protokolünün uygulanmasına ilişkin uçuş verileri ve gerekliliklerinin değişimiyle ilgili bir gelişme kaydedilmemiştir. Güvenlik meselelerini çözmek üzere, teknik bir çözümün bulunması gerekmektedir. Hava trafiği yönetimi, bölgesel işbirliği eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılara maruz kalmaktadır. İvedilikle operasyonel bir çözüm bulunmasına ihtiyaç vardır” değerlendirmesine yer veriliyor.
Serbest dolaşıma yönelik kısıtlamalar kaldırılmalı
Raporda, deniz taşımacılığı konusunda iyi düzeyde ilerleme kaydedildiği belirtiliyor. Denizcilik alanında yapılan yeni düzenlemelerin yanı sıra Türkiye’nin bu alanda birçok anlaşmaya taraf olduğu aktarılan raporda şu değerlendirmelere yer veriliyor: “Türkiye’nin AB’ye katılımının ardından tüzükler doğrudan etkili olacağı için uydu navigasyonu konusunda AB müktesebatına özel bir uyum gerekmemektedir. AB küresel navigasyon uydu sistemi programlarında Türkiye ile iyi düzeyde bir işbirliği vardır. Taşımacılık politikası, 11 Aralık 2006 tarihinde Genel İşler ve Dış İlişkiler
Konseyi tarafından kabul edilen ve 14-15 Aralık 2006 tarihlerinde AB Zirvesinde onaylanan Türkiye’ye ilişkin kararlar kapsamındaki 8 fasıldan biridir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde kayıtlı olan ya da son uğradığı liman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde olan gemiler ve uçaklar tarafından taşınan malların serbest dolaşımına yönelik kısıtlamalar yürürlükte kaldığı sürece, Türkiye bu fasla ilişkin AB müktesebatını tam olarak uygulama konumunda olmayacaktır.”
Gümrük uygulamalarının basitleştirilmeli
Avrupa Komisyonu 2012 İlerleme Raporu’nda Türkiye’de Gümrük Birliği konusunda olumlu ilerlemeler kaydedildiği belirtiliyor. Vergi muafiyeti, serbest bölgeler, gözetim, tarife kotaları ve fikri mülkiyet hakları konularında daha fazla uyum sağlanması gerektiği vurgulanan raporda, “AB’de serbest dolaşımda olan ürünleri ithal edenlerden gümrükleme öncesinde herhangi bir formatta menşe bilgisi talep edilmesi gümrük birliği ile uyumlu değildir. Gümrük BT sistemleri alanındaki hazırlıkların devam etmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bir yandan güvenlik ve emniyetin sağlanması, diğer yandan da yasal ticaretin kolaylaştırılması amacıyla, risk esaslı kontrollerin ve basitleştirilmiş usullerin geliştirilmesine yönelik ilave çaba gerekmektedir. Genel olarak, Türkiye-AB Gümrük Birliği, Türkiye’nin bu alanda AB müktesebatıyla daha fazla uyumlu olmasını sağladı” değerlendirmesine yer veriliyor. Raporda ayrıca, Türkiye’nin taşımacılık ağları konusunda Avrupa Taşımacılık Ağı’nı tanıdığı ve öncelikli projeler ve altyapı ile ilgili verilerin TENtec bilgi sistemi ve TEN-T kılavuz ilkelerine dahil edildiği aktarılıyor.
Türkiye’de iç suyolu taşımacılığına ilişkin ilerleme kaydedilmedi. Dolayısıyla, Türkiye’nin ilgili AB
müktesebatına uyum sağlaması gerekmektedir. Türkiye, Tuna Nehri üzerinde seyrüsefer yapılmasına ilişkin Belgrad Sözleşmesi’ne katılmaya adaydır. Bu da Türkiye’nin AB mevzuatına uyum sağlamasını gerektirmektedir.