e
Banner


İlişki Yönetimi ve Lojistik
Robert T. Ateş / Nordex Acciona Windpower Türkiye Proje Lojistik Müdürü




tarık ateşSoğuk savaşın etkileri 80'li yılların dünyasında derin etkiler yaratırken, daha derin izleri büyük insanlık tarihine yazdıran ikinci dünya savaşından hemen sonra doğan jenerasyon sahnedeki yerlerini almıştı bile. Bu jenerasyonun adı tarih sayfalarına "Baby-boomers"* olarak geçmiştir. İnsanlık günümüzde önüne geçilemez müthiş teknolojik devrimlerim şafağındaysa, 2010 ile 2020 yılları arasında tarihin en hızlı teknolojik dönüşümü yaşandıysa bu altın jenerasyon minnetle anılmalıdır. Bu altın jenerasyonu ve başardıklarını (hangi şartlar altında) kapsamlı inceleyeceğimiz yazılarımız ilerideki sayılarımıza konu olacak fakat şunu paylaşmamız da büyük fayda olduğunu düşünüyorum ki; eğer çocuklarınızı ya da torunlarınızı yetiştirmek için yol haritası arıyorsanız muhakkak Baby-boomers'u kapsamlı araştırmalısınız.
 
Bugün dünyaya gözlerini açan bir bebeğin 30 yaşına geldiğinde yani 2050 yılında ne iş ile uğraşarak hayatını kazanacağını tam olarak bilmemiz oldukça güç. Ama ne iş yaparsa yapsın ilişki yönetimini bilmesinin öncelikli önemini koruyacağı aşikardır. İşte Baby-boomers jenerasyonu tüm başarılarını -buna insanlığı müthiş teknolojik gelişmelerin safağına taşımakta rol oynamakta dahil- yaşadıkları şartların etkileriylede tetiklenerek ilişki yönetiminde ustalaşmış olmalarıdır. 
 
Dünyamız, sanayi devriminden asimetrik de olsa endüstriyel hayata geçmiş, 80'leri epeyce meşakkat çekerek 90'lı yıllarına gelmişti. Endüstriyel hayat, seri üretim Türkiye'ye önemli bir şans getirdi. Bugün o yıllara dönüp baktığımızda bu şansın ne kadar iyi değerlendirilip değerlendirilmediği ayrı bir yazı, belki de öğretim dosyası olsa gerek. Avrupa kıtası sevkiyat sürelerinin kısalığı ve maliyet avantajını göz önünde bulundurarak Türkiye'den tekstil ithalatına öncelik vermişti. Henüz tahtı Çin Halk Cumhuriyeti'ne kaptırmadığımız, geciken teslimat programları yüzünden lojistik hizmetlere dört elle sarıldığımız yıllardı.
 
O yıllarda isimlerimiz daha çok nakliyeciydi. Kimi dünyaca ünlü lojistik servis sağlayıcıları İstanbul başta olmak üzere ülkemize gelmişti. Kimileri de ülkemizdeki firmalar ile acentelik sözleşmeleri imzalamış, bu acenteler üzerinden operasyonlarını gerçekleştiriyorlardı. 
 
Acenteliklerin en önemli özelliği köprü vazifesini muhazzam bir denge ile yerine getirmeleriydi. Üreten, ihraç eden yerli firma ile teslimatın sahibi olan müşteri ve müşterinin orta yada büyük ölçekli lojistik servis sağlayıcıları arasında her tarafın çözüm ve koordinasyon beklentilerinin olduğu anahtar figürdü. Ne mutlu ki ben de bu atmosferi yaşayarak meslek hayatına başladım. Telefonla bize ulaşan tanıdığımız seslerden en çok duyduğumuz cümle "üretim yetişemedi, çözüm gerekli" olurdu. Büyük çoğunlukla özel çözümlerin bulunduğu, geciken sevkiyatların yetiştirildiği, iş ilişkilerinin günümüze kadar uzanan dostluklara dönüştüğü yoğun yıllardı. 
 
Daha sonraki yıllarda dünya tekrar dönüştü. Biz lojistik endüstrisi olarak yine bu süreçleri tam ortasında yaşadık. Lojistik servis sağlayıcılar globalleşti, ağları ve hatta hacimleri çok büyüdü. İş yapış şeklimiz değişti, gelişti. Fakat acentelerin bizlere verdiği çözüm odaklı yaklaşım ve sıcaklığın yerini hiç bir şey dolduramadı. Acenteliklerin çözdüğü en önemli konu ilişki yonetimiydi. Günümüzde orta, büyük veya küçük ölçekli olsun her servis sağlayıcı hangi servisi veriyor olursa olsun muhakkak acentelerin bu büyük başarısını, ilişki yönetimini bir katma değer olarak süreçlerine katmalı, öncelikle ele almalıdır. Başarılı ilişki yönetimi sürdürülebilir iş atmosferinin temelidir.
*Baby-boomers, Silent Generation ve önceki X Generation'tan sonraki demografik gruptur. Baby Boom kuşağı, 1946 ve 1964 yılları arasında doğan bireylerdir.
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat