e
Banner


İntermodal taşımacılığın rotası çiziliyor

İntermodal taşımacılık sisteminin geliştirilmesi için düğmeye basan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, İspanya Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığı’yla ortaklaşa yürüteceği Türkiye’de İntermodal Taşımacılığın Güçlendirilmesi AB Eşleştirme Projesi ile Türkiye’nin intermodal taşımacılığın rotasını çizecek.

 




intelmodal.jpg

1 milyon Euro bütçeye sahip olan Eşleştirme Projesi kapsamında AB mevzuatı ile uyumlu bir intermodal taşımacılık mevzuatının hazırlanması ve bir Strateji Belgesi’nin oluşturulması hedefleniyor.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türkiye’de güvenli, dengeli, elverişli, sürdürülebilir ve çevreyle dost bir taşımacılık altyapısının oluşumunu teşvik etmek amacıyla İspanya Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığı’yla ortaklaşa yürüteceği Türkiye’de İntermodal Taşımacılığın Güçlendirilmesi AB Eşleştirme Projesi’nin startını verdi. 1 milyon Euro bütçeye sahip olan Eşleştirme Projesi’nin Türkiye’deki liderliğini Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Uluslararası Daire Başkanı İzzet Işık yapacak. 15 farklı kamu kurum ve kuruluşu ile taşımacılık sektöründen derneklerin katılımıyla 24 aylık uygulama süresi içinde tamamlanması öngörülen proje kapsamında yürütülecek faaliyetler arasında AB mevzuatı ile uyumlu bir intermodal taşımacılık mevzuatının hazırlanması ve Türkiye intermodel taşımacılığın güçlendirilmesine yönelik bir Strateji Belgesi’nin oluşturulması da yer alıyor. Bu alandaki ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile taşımacı derneklerimizin insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesi için eğitim ve staj programları, çalıştay ve seminerler düzenlenmesi de projenin faaliyetleri arasında bulunuyor. Bu çerçevede farklı ulaştırma modlarından sorumlu kurum ve kuruluşlardan ve taşımacı derneklerinden en az 100 kişiye eğitilmesi öngörülüyor. Proje kapsamında teorik eğitimlerin yanında çeşitli çalışma ziyaretleri ve staj programlarıyla intermodal taşımacılığın AB ülkelerindeki en iyi uygulamalar incelenerek, özellikle İspanya örneğindeki hukuki, idari ve teknik durum gözden geçirilecek.  

‘Ne kadar çok intermodal taşıma, o kadar az sektörel kriz!’

Projenin Ankara’da yapılan tanıtım toplantısında konuşan aynı zamanda proje faaliyetlerinde İspanya tarafının liderliğini yürüten İspanya Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığı, Ekonomik Programlama Genel Müdür Yardımcısı Gerardo Gavilanes, intermodal taşımacılık sistemine yatırım yapmanın günümüzde ülkeler için bir zorunluluk haline geldiğini vurgulayarak “Ne kadar çok intermodal taşımacılığınız olursa, o kadar etkin ve etkili bir taşımacılık sisteminiz oluyor. Ve sektör olarak da krizlere çok daha dirençli hale geliyorsunuz” dedi.
İntermodal taşımacılık için gerekli tesislerin yerel taşımacılık altyapısı üzerindeki stratejik noktalara inşa edildiğini kaydeden Gavilanes, mevcut altyapılar üzerine kurulum yapıldığı için az parayla çok şey yapılabildiğini, üstelik intermodal taşımacılığın “yapılmış diğer ulaştırma yatırımlarının değerine değer katma” gibi bir katkısı daha olduğunu söyledi.

Gavilanes, intermodal taşımacılığa ilişkin yaptıkları bir araştırmada ulaştıkları sonuçlara ilişkin ise şu bilgileri verdi: “İntermodal taşımacılığı sağlayacak çok iyi tesislere ihtiyaç var. O tesisler ülkede yerel taşımacılık altyapısı üzerinde bulunan belli stratejik noktalara inşa ediliyor. Mevcut altyapı üzerine kurduğunuz için az kaynakla çok şey yapabiliyorsunuz. Ayrıca intermodal taşımacılık diğer yatırımlara da çok daha fazla para değeri kazandırıyor. Bununla ilgili olarak yaptığımız hesaplamada; modlar arası taşımacılık alanına yaptığımız 3.6 milyon Euro’luk ‘mütevazı’ yatırımla, 250 milyon Euro’luk toplam taşımacılık yatırımlarında %20 oranında değer artışı sağladığımızı gördük. Demek oluyor ki, farklı taşımacılık modlarını birbirine bağlamakla, bunların her birine ayrı ayrı yatırdığınız paranın değerini de artırmış oluyorsunuz.”Gavilanes, Türkiye’nin kendileri için bir “ayna” işlevi gördüğünü belirtti. Türkiye’nin ve İspanya’nın Akdeniz havzasının iki yakasına yerleşmiş ülkeler olduğunun altını çizen Gavilanes,  “Birer köprü fonksiyonu üstlenerek Avrupa’yı iki farklı kıtaya - Asya ve Afrika’ya - karşılıklı olarak bağlıyoruz. Aynı zamanda da AB’nin her iki uçtaki limanlarıyız. O nedenle ulaştırma ve taşımacılığı geliştirmek her iki ülke için de zorunluluk... Bunu ne kadar ucuz şekilde planlarsak, mallarımızı o kadar iyi pazarlayabiliriz. Piyasayı rekabetçi kılmak ve ülkelerimiz ve toplumumuzun geleceği adına ekonomiyi güçlendirmek bakımından bu son derece önemli bir konu” dedi.”

‘Karayolu taşımacılığı, adaylık sürecinde ‘en hazır’ sektörlerden’

Karayolu Düzenleme Genel Müdürü Ali Rıza Yüceulu da, karayolu taşıma piyasasına ve mesleğe giriş koşullarını belirleyen, AB mevzuatına uyumlu, kurumsallaşmayı esas alan düzenlemelerin Bakanlıkça yapıldığını ve gelinen noktada Avrupa Birliği’ne mevzuat bakımından %95 uyumun sağlandığını belirtti. Karayolu taşımacılık sektörünün AB’ye adaylık sürecinde “en hazır” sektörlerden biri haline geldiğini kaydeden Yüceulu, “Bugün Türk taşımacıları doğuda Kazakistan ve Moğolistan’a, batıda Portekiz ve Fas’a, güneyde Sudan, Umman ve Yemen’e, kuzeyde İsveç, Norveç ve Finlandiya’ya kadar geniş bir coğrafyada faaliyet göstermekte ve ticaretimize katkıda bulunmaktadırlar. Ekonomimizin son yıllardaki büyümesi ile birlikte ihraç taşıma sayımız 2000’li yılların başında 400 bin sefer/yıl iken, bugün 1 milyon seferin üzerine çıkmıştır. Elde edilen bu başarıda Türk taşımacılarının uluslararası karayolu taşımacılığı pazarında önemli bir aktör olması ve Türkiye – AB mali işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen projelerin şüphesiz önemli bir katkısı vardır” dedi. Yüceulu, küreselleşmenin yaygınlaşması ile birlikte daha da önem kazanan ulaştırma sektörünün yaşanan gelişmelere paralel olarak yeniden şekillendiğini vurgulayarak şunları aktardı: “Bugün geleceğe dönük ulaştırma politikaları oluşturulurken modlar arası dengenin sağlanması, çevreye verilen zararın en aza indirilmesi, trafik yoğunluğunun azaltılması ve sürdürülebilir bir taşıma sisteminin geliştirilmesi, taşımacılık sisteminin vazgeçilmez unsuru olmuştur. Bu nedenle bu unsurları gözeterek, daha kaliteli, daha güvenli ve entegre bir taşımacılık sisteminin oluşturulması Bakanlığımızın da öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır.”

Türkiye modern ve güvenli bir demiryolu sektörü yaratamazsa etkin olamaz

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Tibor Varadi ise başlatılan eşleştirme projesinin Türkiye’deki ulaştırma sisteminin güçlendirilmesi ve AB ulaştırma ağına entegre olmasının sağlanması doğrultusunda çok önemli katkı yapacağını söyledi. Projenin ulaştırma sektöründe reformların gerçekleştirilmesine katkı yapacak bir kaldıraç olarak değerlendirilebileceğini de dile getiren Varadi, “Ama bu noktada demiryolu reform stratejisini de düşünmenin tam zamanıdır. Çünkü bu konu bir süredir askıda bulunuyor. Unutulmamalı ki, Türkiye modern, güvenli ve ticari olarak etkin bir demiryolu sektörü yaratamazsa etkili olamayacaktır.” dedi.  Ulaştırma sektörünün küreselleşen dünya şartlarında hem ekonomilere katkı, hem de toplumların esenliği bakımından giderek artan bir önem kazandığına vurgu yapan Varadi, Avrupa Birliği’nde 10 milyon kişinin bu sektörde istihdam edildiğini, gayri safi yurtiçi hasılanın %5’inin de bu alanda üretildiğini belirtti. Avrupa Birliği’nde hane halkı gelirlerinin ortalama % 13’ünün mal ya da hizmetlerin taşınmasına harcandığını dile getiren Varadi şunları aktardı: “Türkiye’de 2002 yılından bu yana AB’nin çok çeşitli kurumsal geliştirme ve teknik yardım projeleri, taşımacılığın çeşitli alt sektörlerinde gerçekleştirilmiş durumdadır. AB tarafından gerçekleştirilen iki önemli destekten biri, en büyük bölgesel sivil havacılık eğitim merkezinin İstanbul’da kurulmuş olmasıdır. Ayrıca Avrupa Birliği 2007 yılından bu yana özellikle Türkiye’deki demiryolu ağının modernleştirilmesi konusunda aktif bir şekilde çalışıyor. Bu çerçevede şu ana kadar 290 milyon Euro tutarında iki tane demiryolu altyapı projesi gerçekleştirildi. Türk demiryolu sektörünün geliştirilmesine katkı amacıyla ayrıca bir 400 milyon Euro daha kullandırılacaktır.” 
 

‘Geçici çözümler, modlar arası dengesizlikler yarattı’

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı AB Temas Noktası, Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka da, geçici çözümler sonucunda ulaştırma modları arasında çok ciddi dengesizlikler meydana geldiğini, bu dengesizliklerin ekonomiye ve taşımacılığa verdiği zararların yanında çevre ve insan sağlığını da tehdit eder düzeye ulaştığını söyledi. Türkiye’nin geçen on yıl içinde ulaştırma alanında önemli başar sağladığına vurgulayan Aka şunları aktardı: “Karayolu alanında bugün yaklaşık 21 bin km. bölünmüş yol altyapımız bulunmaktadır. Bölünmüş yol uzunluğunu 2023 yılında 36 bin km’ye ulaştırmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca yeni bir demiryolu seferberliğiyle yılda ortalama 130 km.’den 18 km.’ye düşen demiryolu yapımı tekrar yılda ortalama 135 km.’ye çıkarılmıştır. Blok tren uygulamalarıyla demiryollarının yük taşıma kapasitesi artırılmış, bu kapasite 2002 yılına oranla 2010 yılında % 66 oranında artış göstererek 24.3 milyon tona ulaşmıştır. Ülke genelinde  kurmaya hazırlandığımız, çağdaş demiryolu altyapısına sahip 16 lojistik köy ile de kuşkusuz demiryollarının yük taşımacılığındaki cazibesi daha da artacaktır. Özelleştirilen ve özelleştirme kapsamına alınan liman hizmetleriyle, ileriye dönük yeni liman projeleriyle, yüksek teknolojiye sahip/özel sektörün işlettiği limanlarımız ile intermodal taşımacılığın ülkemizdeki altyapısını hazırlamaya ve geliştirmeye devam ediyoruz.”

 

 




SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat