Banner


Otomotivciler lojistikte çözümü çevreci modlarda ve dijitalleşmede arıyor
Otomotiv sektörü pandemiyle başlayan tedarik krizi ve lojistik darboğazlarıyla mücadelesini sürdürüyor. Bir aracın toplam maliyeti içinde yüzde 10 gibi ciddi pay alan lojistiğin sektörün rekabet gücünde en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Özlem Güçlüer, sektörün lojistik ajandasındaki başlıkları, yeşil lojistik, dijitalleşme, nitelikli iş gücü, tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yerli katkı payının maksimizasyonu ve tedarik zincirinin güvenli şekilde sürdürülebilirliğinin sağlanması olarak açıkladı. 




osdTürkiye otomotiv sektörünü mevcut durumu, ihracat performansı hakkında bilgi verir misiniz? 
 
Otomotiv sanayi, tedarik zinciri problemlerinin gündeme damgasını vurduğu, küresel iklim hedefleri odağında ticaret politikalarının yeniden şekillendiği ve ekonomik hareketlilik ile birlikte öngörülmesi güç bir dönemden geçiyor. Geçen yıl olağanüstü koşulların artarak devam etmesine rağmen, otomotiv sanayi üretimi sadece yüzde 1,7’lik bir daralma, ihracatı ise adet bazında yüzde 2,2’lik, değer bazında ise yüzde 15’lik bir artış ile kapandı. 
16 yıldır ülkemiz sektörel ihracat sıralamasında birinci sırada yer alan otomotiv sanayi kilogram başına ihracat değerini arttırdı, yaklaşık 9,4 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. 2022 yine zorlu koşullarda başlayan bir yıl oldu. Yılın ilk çeyreğinde otomotiv sanayi ihracatı geçen yıla göre adet bazında yüzde 14, değer bazında ise yüzde 3 azaldı. Ülkemiz ekonomisine önemli seviyede katma değer sağlayan, en çok ihracat yapan sanayi kolunun geçtiği bu olağanüstü süreçte desteklemeye yönelik uzun vadeli politikalar geliştirilmesi her zamankinden daha da önemli. Küresel toparlanma öngörüleri 2023’ü işaret ederken sanayimizin destekleyici politikalar ile daha hızlı büyümesi ve ihracatını arttırması önem taşıyor.
 
LOJİSTİK MALİYETLER İÇİNDE YÜZDE 10 PAY ALIYOR 
 
Otomotiv sektörünün rekabet gücünde lojistik nasıl bir role sahip? 
 
Bir aracın toplam maliyet yapısı içinde lojistik maliyetinin payı yaklaşık yüzde 10 seviyesinde. Bu nedenle lojistik maliyetlerinin azaltılması, sanayinin rekabet gücünü artıracak en önemli unsurlardan birisi. Otomotiv sanayi “tam zamanında tedarik” yaklaşımı ile verimliliği sağladığından lojistik iş ortaklarımızda aranan en önemli kriterlerden biri “zamana uyum”. Sevkiyatların planlanan zamanda varış yerine ulaşmasındaki zamanlama otomotiv sanayi üretiminin sürekliliği ve verimlilik açısından çok önemli. Diğer öne çıkan önemli kriterler ise lojistik hizmetlerde yetkinlik, uygun maliyetler, sunulan hizmetin kalitesi ve sevkiyatın “izlenebilirliği”. Bu nedenle, tüm bu hususlardaki iyileştirmeler, otomotiv sanayiinin rekabet gücünü arttırıcı etkiye sahip. 
Gerek iklim politikaları gerek küresel tedarik zincirinde yaşanması olası kırılmalar nedeniyle, lojistikte karbonsuzlaşma ve tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi odağındaki çalışmalar firmaların rekabet gücü açısından dikkate almaları gereken diğer önemli hususlar.    
 
Pandemi otomotiv sektöründe tedarik zinciri süreçlerini nasıl etkiledi? Ne tür sıkıntılar yaşandı/yaşanıyor?
 
Dünya ile entegre çok katmanlı bir tedarik zinciri yapısına sahip, lojistik operasyonları yoğun bir sanayi kolu olan otomotiv, pandemi sürecinden birçok farklı açıdan olumsuz etki aldı. Salgının ilk etkilerinin görülmeye başlandığı Mart 2020 itibariyle ilk aşamada en önemli ihraç pazarımız olan Avrupa’nın durma noktasına gelmesi, tedarik sürecinde yaşanan kesintiler ve vaka sayısının ülkemizde de artması neticesinde, sağlık önemlerini arttırma gerekliliği doğdu ve fabrikalarımızın üretimlerine ara vermesi kaçınılmaz oldu. 
Ülkeden ülkeye değişen tam kapanmalar ve karantina uygulamaları lojistik süreçlerimizde ciddi kesintilere neden oldu. Birçok ülkenin sınırlarını kapaması ile birlikte lojistik süreçlerinde gecikmeler yaşandı, beklemeler beraberinde maliyet artışlarına sebep oldu. Düşük seyreden kapasite kullanımı ve alınan birçok tedbirin etkisi ile yüksek maliyetli ve düşük verimlilik ile üretimimizi sürdürmek durumunda kaldık.
Pandeminin getirdiği sağlık endişesini belirli tedbirlerle yönetmeyi öğrendiğimiz dönemde, tedarik zincirindeki farklı etkileri tecrübe etmeye başladık. Örneğin, yarı iletkenler başta olmak üzere bazı parçaların temininde yaşanan sorunlarla halen mücadelemiz devam ediyor. Plansız üretim duruşları, tempo düşüşleri iki yıldır işimizin olağan bir parçası haline geldi. Bazı sevklerde limanlarda yığılmalar nedeniyle gemilerde gecikmeler yaşandı. Konteyner bulunurluğu sorununun yanısıra, konteyner maliyetlerinde ve navlun fiyatlarında önemli artışlar yaşandı. Küresel ticaret ortamında normalleşme beklerken, Çin’deki kapanma birçok problemin yeniden tetiklenmesine sebep oldu.  
 
PANDEMİ TEDARİK ZİNCİRİNDE DİJİTALLEŞMEYİ HIZLANDIRDI 
 
Dijitalleşme otomotiv sektörüne ve tedarik zinciri yönetimi (lojistik) süreçlerine nasıl yansıdı? Bu alanda atılan adımlar neler?
 
Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm rüzgarı sektörü etkilemeye başladığında doğal olarak tedarik zinciri organizasyonları da bu yeni alanlardan nasıl faydalanacağını anlama çabasına girdi. Otomotivin değişen dünyasında ortada olan temel problem, ürün yapılarının kompleksleşmesi ve müşterinin gün geçtikçe daha kısa sürede kendisine daha özel olarak üretilmiş bir ürün talep etmesi idi. Artan malzeme çeşitliliği ve hız talebi “Global” olarak yönetilen tedarik zincirini yeteri kadar “kompleks” hale getirirken bir de bu sürecin “beklenmedik” çevresel etmenler nedeniyle sürekli olarak kesintiye uğraması işi daha da zorlaştırdı.
Bu problemler nedeni ile tedarik zincirleri bir süredir, uçtan uca tedarik zincirinin tüm oyuncularının (en alttaki tier 3, 4 tedarikçiden müşteriye kadar) görünülürlüğünü (visibilitesini) nasıl arttıracağını, bu sistem üzerinde herhangi bir problem olduğunda anında bunu tespit ederek düzeltici faaliyeti nasıl alacağını ve hatta yapay zeka ve tahminleme araçlarını da kullanarak Tedarik Zinciri risklerini daha ortaya çıkmadan engelleme metodları üzerinde çalışmakta idi.
Bu konuda çalışmalar yürütülürken dünyanın ve tedarik zinciri sektörünün hiçbir yapay zeka / tahminleme algoritmasının tespit edemeyeceği kadar kısa sürede ve büyük şiddette patlayan küresel salgın sektörü hazırlıksız yakaladı. Tedarikçilerin kapasite problemleri, ulaşım sırasında meydana gelebilecek aksaklıkları veya navlun fiyatlarındaki dalgalanmaları tespit etme uğraşında olan tedarik zinciri, bir anda tamamen duran üretim, sınır / gümrük kapamaları ile tamamen duran nakliye, arzın cevap vermemesi nedeni ile çılgınca artan navlun ve yakıt fiyatları ile karşı karşıya kaldı. Bir anda tamamen duran üretim ve nakliye ortamı doğal olarak tedarik zincirinin kesintilere karşı şu ana kadar almış olduğu önlemleri etkisiz hale getirdi. Güvenlik stokları anında eridi, alternatif nakliye güzargahlarının anlamı kalmadı, tedarikçi kapasitesini arttırmaya yönelik faaliyetler kapanışlar (karantinalar) nedeni ile tamamen işlevsiz kaldı.
Pandemi, başlangıçta tüm tedarik zincirlerine yönelik ciddi bir tehdit olarak gözükmesine rağmen, bu belirsizliğin yönetiminde dijital dönüşüm araçlarının kullanılması ve bu araçlara şirket üst yönetimleri tarafından yatırım yapılması konusundaki kararları hızlandırdı. Temelde malzeme eksikliği kaynaklı bu kadar problem yaşanmayan dönemlerde özellikle üretim planlama / ileri planlama, ilave senaryo ve simulasyon analizlerine imkan veren yazılım araçları ve nakliye yönetimini anlık takip etme imkanı veren “control tower” gibi araçlar, yapılması gereken yüksek yatırım masraflarını kısa vadede geri döndürmeme riski taşıyordu. Ancak bu dönemde tedarik zinciri kısıtlarının adedi ve boyutu arttıkça söz konusu yatırımların da geri dönüşü ciddi oranda düştü (bu araçların olmamasının yaratacağı kayıplar dikkate alındığında). Bu nedenle pandeminin tedarik zinciri sektörünün dijitalleşmesi adına bir fırsat sunduğunu da söyleyebiliriz.
 
AB Yeşil Mutabakatı otomotiv sektörünü nasıl etkileyecek? Yeşil lojistik ve sürdürülebilirlik alanında sektörün gündeminde neler var? Demiryolu ve intermodal taşımacılık çözümlerine nasıl bakılıyor?
 
Ülkemizin otomotiv ihracatının yüzde 80 gibi çok büyük bir bölümünün AB ülkelerine yönelik olduğu göz önüne alındığında, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile gündeme gelen yapısal değişiklikler ve dış ticarete getirilecek yeni kuralların sanayimiz açısından kritik öneme sahip olduğu net olarak görülüyor. Bu kapsamda, Derneğimiz AYM ve AB’deki mevzuat değişikliklerinin sanayimize etkilerini farklı açılardan ele alarak, hem AB’deki gelişmelerin takibi hem de sanayimizin uyumu için gerekli adımların atılması hususunda çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor.
Yeşil Mutabakata otomotiv sanayisi perspektifinde baktığımızda, ürün standartları ve pazardaki dönüşüm, dış ticaret ve finansmana erişimde yeni kurallar, döngüsel ekonomiye geçiş, iklim uyumu ve üretim ile tedarik zincirinde karbonsuzlaşma gibi konular ön plana çıkıyor. AB pazarında motorlu araçlarda daha sıkı emisyon standartları, sıfır emisyonlu araçlara geçiş takvimi, alternatif yakıtlı araçlar ve alt yapı dönüşümü karşımıza çıkmakta. Avrupa Komisyonunun “Fit for 55” yasa öneri paketinde 2035 itibariyle yeni hafif araç satışlarının tamamının sıfır emisyonlu olma zorunluluğu yer alıyor. Ayrıca Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizmasına ilişkin öneride öncelikli uygulanacak sektörler arasında demir-çelik ve alüminyum da yer alıyor. Otomotiv sanayi açısından değerlendirildiğinde, demir-çelik ve alüminyum gibi otomotiv sanayisinin girdisi olan ürünlerde yaşanacak olası maliyet artışlarının sanayimizin rekabetçiliğini etkileyeceği aşikar.
Otomotiv sanayi, iklim krizinin getirdiği risk ve fırsatların belirlenmesi, sera gazlarının azaltılması, düşük karbon ekonomisine geçiş, değişen iklim koşullarına uyum konusunda gerekli adımları atıyor.  Ancak uyum süreci bütüncül bir politika ve paydaşların ortak hedef doğrultusunda adımlar atmasını gerektiriyor. 
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Karbon Ayak İzi çalışmamıza göre, Türkiye’de ortalama hafif araç üretimi aşamalarına göre karbon ayak izi dağılımına baktığımda üretim öncesi lojistik yüzde 2,7, üretim sonrası lojistik yüzde 1,5 paya sahip. Lojistik kaynaklı emisyonların düşük olmasının sebebi, hammadde ve malzemelerin satın alınmasında ve nihai ürünlerin dağıtımında lojistik modlarından deniz yolunun yüksek oranda kullanılması olduğu değerlendiriliyor. Gerek üretim öncesi, gerek sonrası lojistiğinde denizyolunu, karayolu takip etmekte, demiryolunun payı yüzde 1 gibi ihmal edilebilir bir seviyede kalıyor. Bunun önde gelen sebepleri arasında, temelde ülkemizde demiryolu ile yük taşımacılığında geliştirilmeye açık alanlar olması, otomotiv fabrikalarının demiryolu bağlantısının olmaması, Bursa ve Aksaray gibi otomotiv üretim bölgelerinin demiryolu bağlantılarının tamamlanamamış olması, Avrupa ile Türkiye arasında aynı vagonla tren taşımacılığının sağlanamaması, Marmaray’dan yük taşımacılığının frekans yetersizliği sayılabilir. Öte yandan hızlı tren projelerinin, yolcu taşımacılığının yanı sıra yük taşımacılığına da odaklanması gerekiyor. 
Dolayısıyla Yeşil Mutabakat gerekliliklerine uyum sürecinde, otomotiv sanayiinin tüm paydaşları önemli role sahip durumda. Lojistik süreçlerinde yapılacak geliştirmeler de uyum sürecinde önemli unsurlardan bir tanesi.
 
Otomotiv sektörünün lojistik ajandasında neler var? 
 
Pandemi ile birlikte yaşanan gelişmeler, dünyadaki yeşil ve dijital dönüşüm, uluslararası ticarete yönelik korumacı yaklaşımlar ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi jeopolitik gelişmeler dikkate alındığında, otomotiv sanayiinin son dönemdeki lojistik ajandasının en önemli konu başlıkları; yeşil lojistik, blockchain, yapay zeka, big data uygulamaları, nitelikli iş gücü, tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yerli katkı payının maksimizasyonu ve tedarik zincirinin güvenli şekilde sürdürülebilirliğinin sağlanması. 
 
OSD, LOJİSTİKTE ÇÖZÜM BEKLEYEN BAŞLIKLARI AÇIKLADI 
 
Otomotiv lojistiğinde iyileştirmeye açık alanları farklı taşıma modları açısından değerlendiren Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Özlem Güçlüer,  öne çıkan konuları şöyle sıraladı: 
 
Karayolu Taşımacılığı 
•İntermodal taşımacılıkta AB’ye uygun şekilde 44 tona izin verilmesi ve bu amaçla yeni ve mevcut otoyolların altyapısının optimize edilmesi, mevzuatta buna uygun değişiklik yapılması
•AB ülkelerinin uyguladığı taşımacılık kotalarına ilişkin sorunun çözüme kavuşturulması
•3. köprü geçişi ve bağlantılı yolların maliyetinin düşürülmesi
 
Denizyolu Taşımacılığı 
•Limanların bitmiş araç elleçleme kapasitesinin ve liman kullanım maliyetlerinin iyileştirilmesi
•Limanların demiryolu bağlantılarının iyileştirilmesi
 
Demiryolu Taşımacılığı 
•Bursa ve Aksaray Demiryolu Projeleri’nin ivedilikle tamamlanması
•Otomotiv fabrikalarına iltisak hatlarının çekilmesi
•Marmaray’dan demiryolu ile yük taşımacılığının frekansının arttırılması
 
Havayolu Taşımacılığı 
•Bazı havalimanlarının kargo taşımacılığı için teşvik edilmesi (Bursa ve İzmit)
•Mevcut kapasitenin arttırılması (Sabiha Gökçen)
 
Gümrük ve Sınır Kapıları 
•Gümrüklerdeki beklemelerin azaltılması, işlemlerin hızlandırılması
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat