e
Banner


Lojistiğin rekabete katkısı hayati nitelikte
Otomotiv sektörünün uzun vadedeki başarısının, rekabetçi yapısının muhafaza edilmesi ve hatta daha da iyileştirilmesine bağlı olduğunu vurgulayan TAİD Yönetim Kurulu Başkanı H. Bahadır Özbayır, “Lojistik sektörünün bu yapıya katkısı hayati niteliktedir” dedi. 




taid_lojistikAğır Ticari Araçlar Derneği (TAİD) Yönetim Kurulu Başkanı H. Bahadır Özbayır, Türkiye’de ağır ticari araç sektörünün durumu ve gelişiminin, ekonominin durumu ve gelişiminin temel göstergesi olduğunu vurguladı. Özellikle karayolu yük taşımacılığının bu noktada belirleyici olduğunu vurgulayan Özbayır, Türkiye’de üretilen ürünlerin %90’ın üzerindeki bölümünün karayolu kullanılarak çeşitli tonajlardaki çekici ve kamyonlarla toplama merkezlerine ve perakende dağıtım merkezlerine nakledildiğini söyledi. Özbayır, “Bu gerçeği, kriz yılları haricinde 6 ton ve üzerinde 35-40.000 adetlerde seyreden kamyon pazarımızın, Avrupa’da Almanya’dan sonra gelen İngiltere ve Fransa ile birlikte ilk üç büyük pazarın arasında olması da teyit etmektedir” dedi. 
 
PAZAR CİDDİ ORANDA DARALDI 
2015 yılında ağır ticari araç sektöründe takriben 40 bin adetlik bir satışla yapıldığını belirten Özbayır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu da bir önceki yıla göre %9 mertebesinde bir büyümeye tekabül etmektedir. 2016 yılının ilk iki ay performansına ve Mart ayının gelişimine baktığımızda bu sefer geçen yılın aynı dönemine göre önemli gerilemelerin olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde ve yurtdışında gerçekleşen terör olayları, güneydoğu sınır bölgemizdeki çatışma ortamı, Rusya ile ilişkilerimizdeki gerginlik diğer birçok sektör gibi nakliye sektörünü olumsuz olarak etkilemiştir. Şubat sonu itibariyle 6 ton ve üzeri kamyon pazarı %60 oranında daralmıştır. Bunun segment bazında detaylarına baktığımızda en fazla daralan segmentin %67 ile uluslararası ve yurtiçi uzun nakliyede kullanılan çekicilerde olduğunu, ardından sırayla inşaat kamyonları ve diğer yurtiçi orta ve kısa mesafe nakliye kamyonlarının geldiğini görüyoruz. Mart sonu itibariyle bu daralmanın %70’in üzerine çıkması beklenmektedir. Adana-Mersin’den Ardahan’a bir hat çekildiğinde bunun altında kalan bölge toplam çekici pazarının takriben %30’unu oluşturmaktadır. Bu bölge içinde bulunduğumuz gerilim ortamından son derece olumsuz etkilenmiştir. Sınır ticareti açısından en önemli sınır kapılarımızdan olan Habur’dan giriş-çıkışlar 2015 Ocak ayında 120.000 iken 2016 yılında 40.000 seviyesine kadar gerilemiştir. Bölgede iş yokluğundan atıl kalan en az 10.000 çekici ve kamyon batı bölgelerine gitmiş, bu da navlun ücretlerinin düşüşüne neden olmuştur. Uluslararası nakliyede batı ülkelerine ihracat yönünde belirli bir yük bulunabilirken, dönüşlerde yük bulmada sorun vardır. Yurtiçi kamyon talebinde inşaat ve altyapı faaliyetleri hala lokomotif rol oynamaya devam etmektedir. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren sektörün gelişimini, yukarıda saydığımız olumsuz faktörlerin düzelme eğilimi belirleyecektir.”  
 
EURO6 FİYATLARI ARTIRACAK 
Sektör açısından bu yıl önemli gelişmelerden birinin de Euro6 emisyon normlarına geçiş süreci olduğunu hatırlatan Bahadır, “1 Ocak 2016 tarihinden itibaren üretilen kamyon ve çekicilerin trafiğe tescilinin yapılabilmesi için Euro6 normunu sağlaması gerekmektedir. Zorunlu bir dizi emniyet donanımlarını da içeren Euro6 geçişi, maliyetten kaynaklanan fiyat artışlarını da beraberinde getirmekte ve bu da sektörde belirli bir uyum sürecini gerekli kılmaktadır. Mayıs ayında düzenlenecek olan Comvex Fuarı, firmaların Euro6 araçlarını sergilemeleri ile bu sürece katkıda bulunacaktır. 2016 yılının geriye kalan bölümünde global, bölgesel ve yerel sorunların asgariye inmesini ve yatırım ortamının canlanmasını diliyoruz. Automechanika, Comvex ve Logist Eurasia fuarlarının bu yönde moral ve katkı sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.  
Lojistiğin otomotiv sektörü açısından çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Özbayır, şunları ekledi: “Türkiye’de başta hafif ticari araç olmak üzere, otomobil üretiminin ciddi bir bölümü ihraç edilmektedir. Üretim için gereken ithal malzeme de yurt dışından taşınmaktadır. İthal ve yerli malzemenin Türkiye’deki üretim noktalarına sevkedilmek üzere planlanması, temini, depolanması, just-in-time üretim bandlarına ulaştırılması, nihai ürünlerin bu sefer ihraç pazarları yönünde hareket ettirilmesi, son derece karmaşık lojistik konseptlerini zorunlu kılmaktadır. Aynı durum yedek parça ve satış sonrası hizmetleri için de geçerlidir. Uluslararası rekabet bu değer zincirinin her bileşeninde rekabetçiliği ön plana çıkarmaktadır. Otomotiv sektörümüzün uzun vadedeki başarısı, rekabetçi yapısının muhafaza edilmesi ve hatta daha da iyileştirilmesine bağlıdır. Lojistik sektörünün bu yapıya katkısı hayati niteliktedir.”
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat