e
Banner


Çözüm ortaklığına dönüşen lojistik dış kaynak kullanımını tetikliyor
Türkiye’de lojistiğin, hizmet alış verişi sözleşmesinin ötesinde bir çözüm ortaklığı anlayışına doğru ilerlediğini belirten TAİD Yönetim Kurulu Başkanı H. Bahadır Özbayır, artık birçok üreticinin lojistikte dış kaynak kullandığını ve bu trendin hızla devam ettiğini söylüyor. 




bahadir_ozbayir_taidTicari araçlar ve lojistik birbirini besleyen iki önemli sektör. Ticari araçlar sektörü geliştirdiği ve pazara sunduğu ürünleriyle, lojistik sektörü de sunduğu çözüm ve hizmetlerle karşılıklı olarak birbirini büyütüyor. Sektörün en önemli temsilcisi olan Ağır Ticari Araçlar Derneği’nin (TAİD) Yönetim Kurulu Başkanı H. Bahadır Özbayır, Türkiye’de lojistiğin, alıcı ve tedarikçi arasında bir hizmet alış verişi sözleşmesinin ötesinde bir çözüm ortaklığı anlayışına doğru ilerlediğini söylüyor. Ticari araç sektörü de dahil, artık birçok üreticinin lojistikte dış kaynak kullandığına dikkat çeken Özbayır, bu trendin önümüzdeki süreçte de devam edeceğinin altını çiziyor. TAİD Yönetim Kurulu Başkanı H. Bahadır Özbayır, hem ticari araçlar hem de lojistik sektörünün geleceğine ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
TİCARİ ARACIN BÜYÜMEDE LOKOMOTİFİ ÇEKİCİLER 
Türkiye ağır ticari araçlar pazarı 2013’ü yaklaşık 28 bin (16 ton ve üzeri) satış adediyle kapattı. Sektör 2014 yılına nasıl başladı? Yılsonu beklentilerinizi aktarır mısınız?
Ağır ticari araç sektörü kamyon / çekici özelinde baktığımızda 2014 yılına geçen yıla nazaran geride başladı. Mart ayında yapılan yerel seçimler öncesi pazar daralması -15’ler seviyesinde iken, seçimlerde düşüş hızını azalttı. Mayıs sonu itibariyle 6 ton ve üzeri kamyon pazarında geçen yılın aynı dönemine göre %2 düşük gerçekleşti. Pazarı oluşturan segmentlere tek tek baktığımızda ise değişik trendler görüyoruz. Örneğin çekici pazarı 6.838 adetle geçen yıl %8’in üzerinde gerçekleşti. Benzer bir artış da 6-9 ton arası hafif kamyonda görülüyor. Bunun dışındaki tüm alt segmentlerde pazar daralmış durumda. Bu düşüş inşaat kamyonlarında %5 mertebesinde iken, geleneksel 6x2, 8x2 nakliye kamyonlarında - %25 mertebelerine ulaşmış durumda. 
İlk 5 ayda çekici 6.838 adetle pazarda lokomotif rolünü devam ettirdi. Ardından 2.223 adetle çiftçeker inşaat kamyonları geldi. 6x2 ve 8x2 yurtiçi nakliye kamyonlarının ağırlığı azalmış olsa da toplamda 932 adetlik bir satış hacmine sahipler. 
Yılın geri kalan kısmında da Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi pazar dinamiklerini etkileyecek unsurlar olsa da kurların ve kredi faizlerinin makul seviyelerde seyretmesi ve güney komşularımızdaki istikrarsızlığın daha da artmaması halinde yılsonu itibariyle pazarın geçen yıl mertebesinde gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Ancak halihazırda Irak ve Suriye’deki karışıklık bu ülkelerle olan ticaretimizi ve dolayısıyla bölgedeki nakliye hacmimizi çok önemli oranda olumsuz olarak etkiliyor. 
 
Sektör üretiminin ne kadarını ihraç ediyor? 2013’te ihracatta öne çıkan pazarlar hangileri oldu? Sektörün orta ve uzun vadede söz sahibi olacağı yeni pazarlar nereler olacak? 
Haziran sonu itibariyle Türkiye otomotiv ihracatı 11.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre oranında bir artışa tekabül ediyor. Bunun çok önemli bir bölümü binek otomobili ve van sınıfı hafif ticari araçlardan oluşuyor. Ağır ticari araçların toplam otomotiv ihracatı içindeki payı sınırlı diyebiliriz. Otobüste Türkiye önemli bir üretim ve ihracat üssü konumunda. Toplam yurtiçi üretiminin dörtte üçüne yakın bölümü başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ihraç ediliyor. Kamyonda ise Avrupa ülkelerinin yanı sıra Rusya, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ihracat pazarları olarak öne çıkıyor. Bu bölgelerin başta Rusya olmak üzere, orta ve uzun vadede de ağır ticari araç ihracatımız için ana pazarlar olarak devam edeceğini söyleyebiliriz. 
 
LOJİSTİK ÇÖZÜM ORTAKLIĞINA DÖNÜŞÜYOR 
Lojistik otomotiv sektörü açısından nasıl bir öneme sahip? 
Yıllar önce sektör önemli ölçüde sadece “nakliye” kavramı üzerinden tanımlanırken, artık günümüzde “lojistik” kavramı ve uygulamaları ön plana çıkmış durumda. Nakliye lojistiğin sadece bir bölümünü oluşturuyor. Lojistik hizmeti üretici firmaların tedarik zincirinin önemli bir parçası. Eskiden nakliye firmalarının bir kısmı sadece “havalı” durduğu için şirketlerinin ismine ve logosuna lojistik kelimesini eklerdi. Bugün ise lojistik kelimesinin resmi kullanımı için çok ciddi kurallar var. Bunun için çok ciddi finansal ve organizasyonel şartların baştan itibaren yerine getirilmesi yönetmeliklerle düzenlenmiş durumda. 
Türkiye’de lojistik, alıcı ve tedarikçi arasında bir hizmet alış verişi sözleşmesinin ötesinde bir çözüm ortaklığı anlayışına doğru ilerliyor. Ürünlerin yurtiçi ve yurtdışından çok çeşitli noktalardan toplanması, ambalajlanması, faturalanması, konsolide edilmesi, depolanması, stok yönetimi, just in time nakliyesi hizmet zincirinin halkalarını oluşturuyor. Günümüzde artık birçok üretici stoklamasını, depo ve stok yönetimini tamamen lojistik şirketlerine devretmiş durumda. Bu trend hızla devam ediyor.
 
Ağır ticari araç sektörü 2023 yılında ihracatta nasıl bir büyüklüğe ulaşmayı hedefliyor? 
6 ton ve üzeri ağır kamyon/çekici pazarına 2023 yılı perspektifinden baktığımızda, genel ekonomik büyüme ve yenileme ihtiyacı hesaba alındığında iniş çıkışlarla birlikte ortalama yıllık 40-45 bin adetlik hacimlerin gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Bu hacmin en az yarısının lojistik faaliyetinin önemli bir unsuru olan çekiciden oluşacağını düşünüyoruz. İhracatta da artış olacaktır. Bu konuda şimdiden bir rakam vermek mümkün olmasa da bugünkü ihracat hacminin ikiye katlanacağını söylemek yanlış olmayacaktır. 
 
YEŞİL LOJİSTİK TEŞVİKLERLE DESTEKLENMELİ 
TAİD Yönetim Kurulu Başkanı H. Bahadır Özbayır, çevrenin korunması konusunun tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’nin de gündeminde olduğunu söylüyor. Konuya ilişkin kanun ve yönetmeliklerde gerekli düzenlemelerin yapıldığına dikkat çeken Özbayır şunları aktarıyor: “1 Ocak 2016 tarihinden itibaren Euro 6 emisyon normuna geçiliyor. Bu egzoz emisyonu açısından çok büyük bir aşama. Tüm yerli üreticiler ve ithalatçı firmalar hazırlıklarını buna göre yapıyor. Burada herhangi bir ertelemenin gündeme gelmemesi son derece önemli. Lojistik sadece nakliye değildir dedik. Bu durumda lojistik zincirinin tamamında çevreci düzenlemelerin yapılmış olması gerekiyor. Depolama alanlarından arıtma tesislerine, ambalajlama malzemelerinin geri dönüşümlü seçiminden bunların geri dönüşümü için gerekli altyapının kurulmasına kadar birçok hususun dikkate alınması ve daha da önemli uygulamanın ciddi bir şekilde kontrol altına alınması önem taşıyor. Bu çerçevede hizmet alacak olan firmaların lojistik tedarikçilerini seçerken bu hususlara dikkat etmesi, hatta şartnamelerine yazması yerinde olacaktır. Tüm bunlar maliyetleri belirli ölçüde artıracağından kamunun da çevreci firmalara pozitif ayrımcılık yaparak teşviklerle “yeşil lojistik” uygulamalarını desteklemesinin yerinde olacağını düşünüyoruz.” 
 
 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat