Transorient biofarma lojistiğinde hedef büyüttü
20/07/2020 - 22:14:00
Transorient sağlık ve ilaç sektörüne, klinik araştırma, biyolojik ürün lojistiği, dağıtım, depolama ve gümrükleme hizmetleri ile A’dan Z’ye çözümler sunuyor. “Direct-to-Patient” hizmetiyle hastaların evlerine kadar servis sağladıklarını belirten Transorient Yönetici Ortağı Nil Tunaşar, Covid-19 sürecinde önemli operasyonlara imza attıklarını aktarıyor. Tunaşar, “İş hacmimizin %38’ini biyofarma lojistiği oluşturuyor. 2019’da 19 bin 245 adet biyofarma operasyonu gerçekleştirdik. 2020 için büyüme hedefimiz %28’dir” diyor.
Transorient, biyofarma lojistik hizmetlerine ne zaman başladı? Bugün ne tür hizmetler sunuyorsunuz?
Biofarma lojistiğine 2008 yılında başladık. Klinik araştırma biyolojik örnek ve ilaçlarının yurtiçi dağıtımı, ithalat ve ihracatının yanı sıra hızlı kurye olarak gümrükleme hizmeti de sağlıyoruz. Türkiye’nin 45 şehrindeki temsilcilerimizle Anadolu’nun herhangi bir noktasından yurtdışındaki laboratuvarlara kapıdan-kapıya maksimum 48 saatte teslimat yapabilecek bir ağa sahibiz. Yurtiçi teslimatlarımız için ise bu süre maksimum 24 saattir. Son 3 senedir “Direct-to-Patient” hizmetimiz ile hastaların evlerine kadar servis sağlıyoruz. Tüm sevkiyatlarımızı ilk noktadan son noktaya kadar GDP standartlarına uygun olarak yürütüyoruz. Tüm bu süreçlerin yanı sıra ilaç imha, geri çekme ve paketleme süreçlerinde de müşterilerimize çözümler sunmaktayız.
10 YILDIR HİZMET VERİYOR
Sunduğunuz hizmetlerle nasıl fark yaratıyorsunuz?
Sektörde verdiğimiz hizmetler ile yarattığımız en büyük farkın, esneklik ve ulaşılabilirlik olduğunu söyleyebiliriz. Eğer biofarma lojistiği konusunda hizmet veriyorsanız her an yaşanabilecek durumlara karşı hep bir ikinci planınız olmak zorunda ve yaşanan süreçlere uygun planları bazen anında almanız gerekebilir. Bunun yanı sıra karşı taraf size tüm süreç boyunca her an ulaşabilir olmalı. Transorient olarak 10 yılı aşkın süredir bu alanda hizmet vermenin getirdiği bilgi birikimi sonucunda bunu çok iyi yönettiğimizi düşünüyoruz.
Biyofarma lojistiğinde nasıl bir altyapınız var?
GDP sertifikalı depomuzda ısı kontrollü kutu ve ekipmanlarımızın depolanmasını ve valide edilmesini sağlıyoruz. Ayrıca ısı kontrollü araçlarımız ile soğuk zinciri bozmadan kapıdan-kapıya hizmet vermekteyiz. Depomuz ve merkez ofis operasyon birimlerimiz dışında farklı şehirlerde yerleşik tüm temsilcilerimiz 7/24 servis verebilecek donanımdalar.
ACİL EYLEM PLANINI DEVREYE ALDI
COVID-19 pandemisi sürecinde gerçekleştirdiğiniz özel operasyonlar hakkında bilgi verir misiniz?
Pandeminin ilk günlerinden itibaren oluşturduğumuz acil eylem planlarımız devreye girdi. Her şeyin ertelenebileceği bir dönemde sağlık hizmetleri asla aksamamalıydı. Evinden çıkamayan +65 yaş grubu ve kronik rahatsızlığı olan ya da şehirlerarası hastanelerde tedavi görüp de seyahat kısıtına takılan hastaların ilaçlarını, uygun ısı aralığında hazırlanmış özel kutularla evlerine kadar teslim ettik. Ayrıca uçuş iptallerinden dolayı yaşadıkları ülkelere dönemeyen hastalar için de ilaçlarını ithal ederek yine kapılarına kadar teslim ettik. Bu süreçte aldığımız ilk aksiyonlardan biri, “NO TOUCH” politikası kapsamında operasyon prosedürlerimizi güncelleyerek ekiplerimize eğitim vermek oldu. Kullanılan tüm ekipmanların ekstra hijyeni sağlandı, şoförlerimiz teslimatlara özel koruyucu giysiler ve ekipmanlar ile gittiler ve hastalarla direkt temasta bulunmadan teslimatları gerçekleştirdiler. Riskli grup hastalara tek kullanımlık paketlerle hizmet vererek bulaşıcılık riskini engelledik.
Biyofarma lojistiği iş hacminiz içinde nasıl bir pay alıyor? 2019 yılında ne kadarlık bir taşıma gerçekleştirdiniz? 2020 hedefiniz nedir?
İş hacmimizin %38’ini biyofarma lojistiği oluşturuyor. 2019 yılında 19 bin 245 adet biyofarma operasyonu gerçekleştirdik. 2020 için büyüme hedefimiz %28’dir.
KATMA DEĞERLİ HİZMETLERE YOĞUNLAŞACAK
Biyofarma lojistiğine yönelik ajandanızda neler var? Bu alana dönük büyüme planlarınız neler?
2021 yılında sunduğumuz ana hizmetlerin yanı sıra katma değerli hizmetlere daha çok ağırlık vermek istiyoruz. Sektörde bu alanda talep var, Transorient olarak taleplere uygun olarak hizmet skalamızı genişletmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda GMP sertifikalı yeni bir depo ile altyapımızı güçlendireceğiz. Yaşanmış olan salgın bizlere klinik araştırma çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmaların daha da artacağını düşünüyoruz. Transorient olarak 2020’nin son dönemi ve 2021 yılı için stratejilerimizi bu yönde güncelleyip, sektör ile paylaşmayı hedefliyoruz.
Biyofarma lojistiğinin olmazsa olmazları neler?
Öncelikle yarım derecelik ısı sapmasının dahi ilaçları bozabildiği ve insan sağlığını direkt olumsuz etkileyebileceği bilinciyle hareket etmek gerekiyor. Bu bağlamda zaman ve ısı hassasiyetinin en üst seviyede olduğu biyofarma lojistiğinin olmazsa olmazlarını; alanında eğitimli personel, hijyen, kaliteli ve ölçülebilir hizmet verilmesi, uygun ekipman kullanımı ve herhangi bir problem esnasında hemen B hatta C planlarını devreye sokabilecek iç ve dış dinamikler için hazırlıklı olunması şeklinde sıralayabiliriz.
TÜRKİYE’NİN PAZAR PAYI ARTIYOR
Türkiye lojistik sektörünün bu alandaki hizmet kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yıllarda artık sektör daha bilinçli hale geldi. İyi dağıtım uygulamaları, iyi üretim uygulamaları gibi dünya genelinde uygulanan standartlar artık Türkiye’de de sadece sözde değil, uygulamada da yer alır durumda. Zincirdeki herkes daha bilinçli, kullanılan ekipmanların hem kalitesi hem de çeşitliği giderek artıyor. Havayolu şirketleri IATA CIEV programları kapsamında zaman ve ısı hassas gönderiler için özel süreçler yürütüyor. Tüm bu olumlu gelişmelerde Türkiye’nin klinik araştırma pazarındaki payını her geçen yıl daha da arttırıyor.
Pandemi süreci düşünüldüğünde Türkiye biyofarma lojistiğinde nasıl bir rol oynayacak? Bu alanda avantajları neler?
Türkiye klinik araştırma alanında hasta çeşitliği, merkez sayısı ve uygunluğu açısında olumlu bir resim sergilerken, maliyet açısından dünya sıralamasında en pahalı ülkeler arasında yer alıyor. Klinik araştırma süreçleri ilaç firmalarının temel Ar-Ge çalışmaları için harcadığı maliyetten sonra ikinci en büyük kalem. Bu yüzden konu maliyetler düşmeden çalışmalara katılım oranı bir sıçrayış göstermeyecektir. Pandemi bizlere klinik araştırmaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye, gümrük süreçlerini klinik araştırma ürünleri için güncelleyip, daha kolaylaştırıcı uygulamalar sunarak sektöre destek sağlarsa, çalışmalarda daha etkin yer alacağını düşünüyoruz.
“TRANSORIENT AKADEMİ” İLE SEKTÖRE ÖNCÜLÜK EDİYOR
Biyofarma lojistiğinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileriniz neler?
Biofarma lojistiği kendi içerisinde çok fazla dinamiği olan bir süreç. Bütün resme bakıldığında basit gibi görünse de, küçük küçük ayrıntıların bir araya getirdiği bir harmoni olarak düşünmek gerekir. Son yıllarda sürecin bir ucundan tutup sektöre girmeye çalışan ancak altyapı konusunda yetersiz çok fazla girişimler oldu. Ne yazık ki, rekabetini fiyat üzerine kuran bu yapılar bir süre sonra sektördeki kalite algısının düşmesine neden oluyorlar. Biofarma lojistiğinde insanların hayatlarına dolaylı olarak dokunuyoruz, o yüzden sunduğunuz hizmetin kalitesinde aynı çizgiyi yakalamak hatta daha yukarılara çıkarmak çok önemli.
Transorient olarak sektörü bu alanda da desteklemek için “Transorient Akademi” olarak bir projeye sahibiz. Süreçte yer alan tüm paydaşlarımızla bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi de paylaşarak sektörün daha yüksek standartlarda hizmet sunmasına katkı sağlamak istiyoruz.