2013 yılında Ekol Lojistik’in araçlarının taşıması için kurulan Alternative Ro-Ro, 6 ay sonra hızla büyüyen bir Ro-Ro şirketine dönüşerek markalaştı. Kuruldukları yıllarda taşıdıkları araçların %98’inin Ekol Lojistik’e ait olduğunu belirten Alternative Ro-Ro Direktörü Eşber Horasan, genişlettikleri müşteri yelpazeleriyle bu oranı şu anda %65’e düşürdüklerini söylüyor. Horosan, yeni gemi yatırımıyla bu oranı %50’ye çekmeyi hedeflediklerini açıklıyor. Kara, demir ve denizyolunu kullanarak sundukları intermodal taşımacılık modeliyle müşterilerine düşük maliyetli ve çevre dostu bir hizmet sunduklarını vurgulayan Horosan, yeni açacakları Ro-Ro hatlarıyla uluslararası taşımalarda Türk nakliyecisinin elini güçlendirmeye devam edeceklerinin altını çiziyor. 

 

İTALYA HATTINDA 

SEFER SAYISI 5’E ÇIKARACAK 

Alternative Ro-Ro’nun faaliyet gösterdiği hatlar, filo gücü ve sunduğu hizmetlerden söz eder misiniz? 

Alternative olarak, en son teknolojiye sahip her biri 240 treyler kapasiteli HATCHE, PAQIZE, QEZBAN, FADIQ ve AYSHE isimlerindeki 5 gemimiz ile haftanın dört günü Haydarpaşa-Trieste limanları, haftanın bir günü Alsancak-Sete limanları arasında seferler gerçekleştirmekteyiz. 5. gemimiz olan FADIQ’i 2015 yılında Ro-Ro ailemize ekledik. Haydarpaşa-Trieste hattında çalışan bu gemimiz ile birlikte İtalya hattımız haftada 4 sefere çıktı. Bu hatta bir gemi daha ekleyerek haftalık sefer sayımızı 5’e çıkarmayı planlıyoruz. Aynı zamanda İzmir – Sete arası hizmet veren AYSHE gemimizin devamında Sete’ den Paris’e tren seferlerimiz başladı. Hedeflerimiz arasında ise Sete-Calais arasında tren seferleri gerçekleştirmek ve Calais’ den İngiltere’nin en kuzeyine kadar tren seferimizi uzatmak var. Bu sayede Türk nakliyecisi öncelikli olmak kaydı ile tüm sektör ihtiyaca göre hat kullanımı yapabilecek.

 

Gündeminizde yeni hatlar var mı? 

Biz her zaman yeni hatlar ve rotalar oluşturarak Türk nakliyecisinin önünü açmak ve hacmini artıracak fırsatlar yaratmak istiyoruz. Ülkemizin hangi hatlara ihtiyacı olduğunu belirleyerek yol haritamızı çiziyoruz. Türkiye’nin batıya çıkışı, özellikle doğu Avrupa varışlı yüklemeler açısından bakıldığında Bulgaristan çıkışı ile kısıtlanmış durumda. Bu noktada çok uzun süredir kalıcı bir çözüm maalesef ortaya konamadı. Çalışmalarımız doğrultusunda Türkiye-Köstence hattının artık sorunlarını büyük ölçüde çözdüğünü tespit ettik ve bir deneme seferi yaparak sistemin çalıştığını gördük. Bu hattın ilgi göreceğine olan inancımız sonsuz. Tırlar, İstanbul trafiğine girmeden, Yalova Limanı’ndan 14 saatte Köstence’ye ulaşacak. Ulaştırma Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı’ndan tam destek alıyoruz ve bu destekle hattı 2016 yılı içerisinde hayata geçireceğiz.

Hedeflerimizden bir tanesi de Akdeniz’in iki yakasını birbirine bağlamak. Kıyı şeridine; Ro-Ro taşımacılığı ile gerçekleştirdiğimiz Sete, Trieste ve Lavrion bağlantılı Ro-Ro seferlerinin ve bağlantılı demiryolu seferlerinin dışında hedefimiz Akdeniz’in diğer yakasında, Afrika kıtasına doğru bir bağlantı sağlamak. Konteynerlerle yapılan ticaretin özellikle Sete Limanı üzerinden yine Akdeniz’de kurulacak ve başka bir hub haline getirilebilecek alternatif bir liman üzerinden yapabileceğimiz bir çalışma yürütüyoruz. Bütün yükleri bu limanlarda toplayıp konsolidasyonu yaparak, Akdeniz’in diğer tarafına Afrika coğrafyasına taşıyacağız. Bu sayede sadece Türkiye için değil tüm Avrupa ülkeleri için tercih edilen, geniş ağa sahip bir intermodal altyapı tedarikçisi konumuna geleceğiz. 

 

120 BİN ADET TIR

TAŞIMASI HEDEFLİYOR 

2015’te yük trafiğiniz hakkında bilgi verir misiniz? 2016’ya ilişkin hedeflerinizi aktarır mısınız? 

2015 yılı sonu itibariyle 94 bin ünite taşıdık. 2016 yılında ise mevcut hatlarımızda minimum %20 büyüme ile 110-120 bin adetlik taşıma gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Henüz tarifeli seferlere başlamadığımız hatlar bu hedefe dahil değil. Özellikle Köstence hattında öncelikli amaç sektöre/ülkeye hizmet olduğu için bu hatta bir hedef belirlemeyi uygun bulmuyoruz. Biz her adımımızı elimizi taşın altına koyarak atıyoruz. Devletimizin ve bakanlığımızın nakliyecilere vereceği cazip avantajlarla Köstence milli bir hat haline gelecektir. 

 

Türkiye’nin denizyolu taşımacılığı açısından avantajları, dezavantajları nelerdir? 

Ülkemiz lokasyon olarak Avrupa ile Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir köprü oluşturduğu için lojistik sektöründe çok avantajlı bir konuma sahip. Ancak komşu ülkeler arasındaki politik anlaşmazlıkların iş hacimlerine yansımasının olumsuz etkilerini de yaşıyoruz. Sorunların sürekli nitelik ve niceliklerinin değişmesi nedeni ile de sektör kalıcı ve rekabetçi çözümler oluşturmakta zorlanıyor. Coğrafi konumumuz aynı zamanda bu alanda büyük bir avantaj sağlıyor. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, deniz yolu taşımacılığına imkan tanıyor ve bu alanda önemli bir noktada olmamızı sağlıyor.

 

RO-RO TAŞIMACILIĞI 

SEKTÖR İÇİN BİR KURTULUŞ 

Denizyolu taşımacılığının geliştirilmesi için atılması gereken adımlar neler? 

Alternative olarak Ro-Ro taşımacılığının sektörümüz için bir kurtuluş olduğunu düşünüyoruz. Kara güzergâhında transit geçişlerde dahil olmak üzere, geçtiğimiz ülkelerde sorunlar yaşıyoruz. Sıkça kapıların kapatılması, işlemlerin yavaşlatılması gibi eylemler sonucunda transit süreler uzamakta, dış ticaretimiz kimi zaman durma noktasına gelmekte. Bu nedenle alternatif güzergahlar bulmamız gerekiyor. Tam da bu noktada Ro-Ro’nun, deniz otobanlarının devreye girmesiyle dış ticaretimize ve sektörümüze katkısı ortaya çıkıyor. Ro-Ro taşımacılığı, intermodal zincirlerin oluşturulması ülke politikası haline gelmeli ve ilgili bakanlıklar tarafından da desteklenmelidir. Bu taşımacılık yöntemi sayesinde, yukarıda bahsetmiş olduğumuz sıkıntılar, müşteri kanadına yansıtılmadan minimize edilebiliyor. Öncülüğünü yapmış olduğumuz bu taşıma türünün yaygınlaşması gerektiğini ve yatırımcıların bu yönde atılımlar yapmasının uygun olacağını düşünüyoruz. 

Ro-Ro ve tren taşımalarımız nakliyecilere birçok avantaj sağlıyor. Bu taşımacılığı kullanan müşterilerimiz araçlarını daha az kullanıyor, böylece yakıt tasarrufu sağlıyorlar, kat edilen karayolu mesafesi de gözle görülür oranda düştüğü için araçlar daha az yıpranıyor. Bu da, taşımacılara ilk bakışta görünmeyen ciddi bir maliyet avantajı sağlıyor. Özellikle Ro-Ro sonrası müşterilerimize sunmuş olduğumuz demiryolu ve sonrasında dahili taşıma hizmetiyle Alternative Ro-Ro’yu bir intermodal altyapı tedarikçisi olarak konumlandırabiliriz.