e
Banner


Tedarik Zincirinde Risk Yönetimi / Filiz Sarıdoğan
“Başarılı ve etkin bir tedarik zinciri süreci yürütebilmek için başarılı ve etkin risk yönetimi şarttır. Tedarik zinciri risklerinin etkileri sadece finansal kayıplarla sınırlı değildir. Tedarik zinciri süreçlerinde herhangi bir nedenle meydana gelecek bir aksama veya kesinti, teslimatların aksaması, üretim kaybı, yasal ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalma, itibar kaybı gibi birçok istenmeyen sonuca neden olabilmektedir. Başarılı, esnek, dayanıklı ve aynı zamanda sürdürülebilir bir Tedarik Zinciri için Risk Yönetimi artık gözardı edilemez.” 




Karadeniz Holdingİçinde bulunduğumuz çağda, şirketler varlıklarını sürdürebilmek için yaratmaları gereken karlılığın tamamını sadece ürün ya da hizmetlerini satarken yaratamamaktadırlar. Şirketler, ancak üretim ve operasyon maliyetlerini optimize ederek karlılıklarını maksimize edebilmekte ve rekabet güçlerini koruyabilmektedirler. Araştırmalar göstermektedir ki, bugünün dünyasında şirketler yıllık bütçelerinin çoğunu ürün ve hizmet satınalmalarına, kısaca Tedarik Zinciri faaliyetlerine harcamaktadırlar. Tam da bu nedenle şirket yapılarında başarılı ve etkin bir Tedarik Zinciri Yönetimi’nin gerekliliği ortaya çıkar. 
 
“Modern şirketler, küreselleşme sonucunda çok geniş coğrafyalarda, farklı kültürlerde yürüttükleri Tedarik Zinciri faaliyetlerini daha verimli, etkin ve başarılı kılmak amacıyla artan oranda dış kaynak kullanımına yönelmektedirler.”
 
Bu tip global şirketlerde bazı faaliyetler şirket iç kaynakları ile yürütülürken, bazı faaliyetlerin uzmanlaşmış şirketler üzerinden yürütülmesi tercih edilmektedir. Bu da, Tedarik Zinciri Yönetimi’nin, dolayısı ile de şirketlerin başarılarının başka organizasyonların başarısına bağımlı olmasına yol açmaktadır. Uzmanlaşmış profesyonel şirketlerle işbirliği, Tedarik Zinciri Yönetimi’ni başarılı, etkin ve karlı kılarken, faaliyetlerin dışa bağımlı olması operasyon süreçlerinin risklere açık hale gelmesine neden olur. 
Risk, hedeflere ve stratejilere ulaşmak için yürütülen faaliyetlerde karşımıza çıkabilecek belirsizliklerin oluşma olasılığı ve bunların yaratacağı istenmeyen, olumsuz etkiler olarak tanımlanabilir.
Geçmişte yaşanılan birçok olay bize göstermiştir ki, şirketlerin risklerden korunmasının en etkin yöntemi belirli metodolojileri kullanarak kendilerine göre hazırlayacakları Risk Yönetimi ile mümkündür. Tedarik Zinciri Yönetimleri de, dışa bağımlılık ile birlikte operasyonlarını etkileyen diğer birçok faktörün getirdiği riskleri, şirketin stratejilerine paralel tasarlayıp yürütecekleri Tedarik Zinciri Risk Yönetimi ile (TZRY )  bertaraf edebilirler.  Risk Yönetimi, günümüzde çoğu şirket ve Tedarik Zinciri Yönetimleri için halen yeni bir kavram olmakla birlikte, özellikle 90’lı yıllardan sonra şirket yönetimlerinin ciddi anlamda dikkatini çekmeye başlamış bir kavramdır.
 
“Başarılı ve etkin bir Tedarik Zinciri süreci yürütebilmek için başarılı ve etkin risk yönetimi şarttır.”  
 
Tedarik zinciri risklerinin etkileri sadece finansal kayıplarla sınırlı değildir. Tedarik zinciri süreçlerinde herhangi bir nedenle meydana gelecek bir aksama veya kesinti, teslimatların aksaması, üretim kaybı, yasal ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalma, itibar kaybı gibi birçok istenmeyen sonuca neden olabilmektedir. Tedarik Zinciri kapsamındaki faaliyetlerde olası riskler, risklerin etki ve sonuçları ile risklerle baş etme yöntemleri her bir şirket için farklılık gösterecektir.
Karadeniz Holding Tedarik Zinciri olarak, merkezi bir organizasyon ve farklı kültürlerden paydaşlarımızın işbirliği ile çok geniş bir coğrafyada, farklı fiziki ve kültürel altyapıya sahip, farklı dil konuşan, farklı kanun ve regülasyonları bulunan üç kıtada - on üç ülkede faaliyet gösteren işletmelerimizin ve şirketimizin operasyonlarının kesintisiz, tam, etkin ve efektif sürdürülebilmesi için gerekli çok geniş kapsamlı ve detaylı bir Tedarik Zinciri faaliyetler ağı yürütmekteyiz. Mevcut durum, Tedarik Zinciri faaliyetlerimizin ülkeden ülkeye farklılıklar gösteren çok karmaşık bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır. Karmaşık yapımız, paydaşlarımızın çokluğu, faaliyetimizi sürdürdüğümüz lokasyonlardaki kültürel, politik, sosyoekonomik, fiziki ve coğrafi farklılıklar, yürüttüğümüz Tedarik Zinciri faaliyetlerimiz için çok sayıda ve çok farklı nitelikte risk kaynakları yaratmaktadır. 
Karadeniz Holding Tedarik Zinciri Yönetimi olarak faaliyetlerimizi, kesintisiz sürdürülebilir, esnek ve dayanıklı, izlenebilir ve ölçülebilir, güvenilir yürütmek amacıyla aşağıda özetlenmiş süreçleri uygulayarak risk yönetimi stratejimizi belirledik ve hayata geçirdik.
 
TEDARİK ZİNCİRİ RİSK YÖNETİMİ SÜREÇLERİ
 
1) Risk kaynaklarının tespiti ve tanımlanması
2) Risklerin değerlendirilmesi
3) Eylem planları ile risklerin nasıl cevaplanacağının belirlenmesi
4) Kontrol mekanizması oluşturularak, izleme, ölçme ve raporlama ile takip edilmesi
 
 
RİSK KAYNAKLARININ TESPİTİ VE TANIMLANMASI
 
İlk adım olarak muhtemel risk kaynakları belirlenir ve tanımlanır. Risk tanımlama, TZRY sürecinin ilk ve en hayati adımıdır. Risk tanımlama, risk türlerinin, faktörlerinin ya da her ikisinin tanımlamasını içerir. Tedarik zinciri risklerini tanımlamak için birçok farklı yöntem kullanılır. Bunlar; geçmiş verilerin analizi, beyin fırtınası yöntemi, neden-sonuç analizi, süreç haritalaması, hata ağacı yaklaşımı, olasılık-etki matris ve diyagramı, pareto (ABC) analizi, senaryo (duyarlılık) analizi, kritik yol çalışması ve daha birçok farklı metot olabilir. Karadeniz Holding Tedarik Zinciri Yönetimi olarak, risk analizimizi doğru, eksiksiz ve sağlıklı yapılabilmek için öncelikle sorumlu olduğumuz ve kontrol ettiğimiz tüm faaliyetlerin haritasını çıkararak olası risk kaynaklarımızı aşağıdaki ana başlıklarda sınıflandırdık.
Coğrafi Riskler
Tedarikçi Riskleri
Operasyonel riskler
Finansal Riskler
Uyum ve Yasal düzenleme riskleri
İnsan Kaynakları Riskleri
Yönetimsel Riskler
 
RİSKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
 
Bir sonraki adımda, tanımlanmış risklerin değerlendirilmesi yapılır. Risk değerlendirme süreci, hedeflere ulaşmayı engelleyecek risklerin farklı metodolojiler kullanılarak ölçümlenmesi ve bu ölçümlerin sonuçlarına göre risklerin değerlendirilerek önceliklendirildiği aşamadır. Karşı karşıya kalınabilecek risklerin en ince ayrıntılarına kadar incelenerek tanımlanmasının ardından, sözkonusu riskin meydana gelme olasılığı ve oluşması durumunda vereceği zararın boyutlarının/şiddetinin belirlenmesi risk değerlendirme aşamasının temel amacıdır.
Risk değerlendirme sürecinde, belirlenmiş ve analiz edilmiş riskler önem derecelerine göre sıralanır. Tedarik Zinciri için en önemli olarak değerlendirilen riskten başlanarak bir değerlendirme yapılır ve Tedarik Zinciri Yönetimi’nin belirlediği risk kriteri/seviyesi esas alınarak aşağıda sıralanan stratejilerden biri seçilir.
Riskten kaçınmak: Alternatifler arasından seçim yaparken en düşük riskli seçenek tercih edilerek, mümkün olduğunca riskten kaçınarak faaliyetlere devam edilir. 
Riski kabullenmek: Riskin beklenen etkisi ve olasılığı firma tarafından belirlenen risk kriterinden/ seviyesinden çok daha düşük bir seviyede ise risk göz ardı edilir.
Riskin olasılığını hafifletici tedbirler uygulamak: Söz konusu tedbirler, risk meydana gelmeden önce uygulanması gerektiğinden proaktif bir nitelik taşır. Özellikle sonuçları itibariyle yıkıcı olabilecek (bilgi sistemlerinin çökmesi, tedarikçi iflası gibi) ve önceden dikkatli analiz yapılması geren risklerin olasılığı alınacak önleyici tedbirler ile düşürülür… 
Riski transfer etme/paylaşma: Bu stratejide meydana gelmesi olası riskler, Tedarik Zinciri paydaşları arasında transfer edilir veya paylaşılır. 
 
EYLEM PLANLARI VE RİSK HAFİFLETME
 
Tedarik Zinciri Yönetimi yapılan risk değerlendirmesi neticesinde stratejisini belirleyerek risk hafifletici veya bertaraf edici eylem planlarını yapar. Öncelikle riskleri oluşturan faktörler derinlemesine incelenir. Doğru belirlenen stratejiler riskleri fırsata çevirmek için de kullanır. Söz konusu stratejiler, Tedarik Zinciri’nin esnekliğini, dayanıklılığını ve sürdürülebilir olmasını da sağlamalıdır. Stratejilere örnek vermek gerekirse; çoklu tedarik kaynağı, stratejik stok bulundurma, esnek taşıma modelleri, ürün çeşitliliği sayılabilir.
 
İZLEME, ÖLÇME VE RAPORLAMA İLE TAKİP
 
TZRY sürecinin dinamik yapısı risk takip ve izleme sayesinde sağlanır. Başta tanımlanan riskler zaman içinde ortadan kalkabilir, etkileri değişebilir veya yeni riskler dâhil olabilir. Risk yönetiminin son aşaması olan takip ve gözlem yapmak, ortadan kalkan risk unsurlarını ya da oluşan yeni risk faktörlerini zamanında tespit etmeye yaramaktadır. 
 
“Risk statik bir olgu değildir. Bu bağlamda Tedarik Zinciri Yönetimleri, riskin olasılığını ve beklenen etkilerini düzenli olarak yeniden değerlendirmeyi bir zorunluluk olarak görmelidir.” 
 
Riskleri tamamen ortadan kaldırma arzusu gerçekçi değildir, ancak zararlı bir etkinin olasılığını azaltmak gerçekleştirilebilir bir hedeftir. Risk yönetimine gereken önemin verilmesi günümüz piyasalarında hayatta kalabilmenin ve sürdürülebilir büyüme sağlayabilmenin kilit unsurlarından biridir. 
Bu nedenle Tedarik Zinciri Yönetimleri, TZRY konusunda yapılarında gerekli değişimi sağlayarak, olası riskleri meydana gelmeden önce tanımlamalıdır. Bununla birlikte etkin risk değerlendirme araç ve metodolojisi kullanarak risklerin meydana gelmesinden önce ve/veya sonra etkilerini hafifletmek için etkin bir risk hafifletme stratejisi oluşturmalıdır. 
Sonuç olarak; başarılı, esnek, dayanıklı ve aynı zamanda sürdürülebilir bir Tedarik Zinciri için Risk Yönetimi artık gözardı edilemez.
 
Filiz Sarıdoğan / Karadeniz Holding Tedarik Zinciri Direktörü
 
 
Karadeniz Holding
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat