e
Banner


BASF tedarikçi seçiminde kodlarını açıkladı
Tedarik zincirinin önemli bir parçasını oluşturan lojistik firmalarının seçiminde ekonomik kriterlerin yanı sıra çevresel, sosyal ve kurumsal denetim standartlarını da kullandıklarını belirten BASF Bilgi Servisleri ve Tedarik Zinciri Türkiye Müdürü Barış Güngören, “BASF tedarikçi davranış kodu, insan ve işçi hakları gibi konuların yanı sıra çevre korumayı da içeriyor” dedi. 




baris_gungoren_basfDünyanın en büyük kimya şirketlerinden biri olan BASF, 2020 yılında global sera gazı emisyonlarını 2002’ye oranla %40 oranında azaltmayı hedefliyor. Tedarik zinciri yönetimini tüm değer zinciri boyunca sorumlu davranma ilkesi üzerine kuran şirket, bu anlamda tedarik zincirinin önemli bir parçasını oluşturan lojistik firmalarının seçiminde de sadece ekonomik kriterleri değil, çevresel, sosyal ve kurumsal denetim standartlarını da kullanıyor. BASF Bilgi Servisleri ve Tedarik Zinciri Türkiye Müdürü Barış Güngören, BASF’ın yeşil lojistik stratejilerini ve tedarikçi davranış kodlarını UTA Lojistik’e açıkladı. 
 
Öncelikle BASF’nin dünyadaki ve Türkiye’deki yapılanmasından söz eder misiniz? Türkiye’de hangi ürün ve çözümlerle yer alıyorsunuz?  
Tüm dünyada 2015’te 150. kuruluş yılını kutlayacak olan BASF, elektrik ve elektronik, otomotiv, inşaat, deri ve tekstil, deterjan ve temizlik, ilaç ve kozmetik ile hayvan yemi, tarım ve gıda gibi birçok endüstri dalı için kimyasal ürünler sunuyor. BASF olarak toplamda, 112 binin üzerinde çalışanımızla dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde müşteri portföyüne sahibiz. Altı adet verbund (entegre) tesisimiz ve dünyanın farklı noktalarında bulunan 380'e yakın üretim tesisimizle müşterilerimize ve iş ortaklarımıza hizmet veriyoruz.
BASF olarak, tam 135 yıldır Türkiye’de de faaliyet gösteriyoruz. 1880 yılında başladığımız Türkiye yapılanmamızı hız kesmeden büyütüyoruz. Türkiye’deki ilk ofisimizi 60 yıl önce açtık. 1970 yılından bu yana da Türkiye’de üretim yapıyoruz. Gebze Dilovası’ndaki üretim bölümümüz bu tarihten beri faaliyetlerine devam ediyor. 34 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren Business Center Türkiye (BCT), Türkiye’nin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Cezayir, Bahreyn ve Suudi Arabistan'da bulunan kardeş şirketlerdeki 1.700'ün üzerinde çalışanıyla BASF'yi temsil ediyor. BCT, İstanbul’daki genel merkezden yönetiliyor. BASF, Türkiye'de, kimyasallar, plastikler, tekstil ve deri kimyasalları, dispersiyonlar ve pigmentler, bakım kimyasalları, özel kimyasallar ve bitki koruma gibi alanlarda ürün ve çözümler sunuyor.
 
SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN 
KİMYA YARATIYOR 
BASF, sürdürülebilirlik alanında nasıl bir strateji izliyor? 
BASF olarak, sürdürülebilirlik konusuna her zaman öncülük eden küresel şirketlerden biriyiz. “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratma” felsefesini ekonomik, çevresel ve sosyal sorumluluk alanlarında bir misyon olarak benimsedik. BASF çalışanları olarak öncü bir şirkette çalışmanın verdiği gururu yaşarken, bunun sorumluluğunu küresel, bölgesel ve lokal arenada her zaman omuzlarımızda hissediyoruz. Dünya genelinde kurumsal karbon ayak izini 2008 yılından bu yana kapsamlı raporlayan tek endüstri firmasıyız. Değer zinciri boyunca oluşan tüm emisyonlarımız raporlanıyor. Bu sorumluluk sayesinde sürdürülebilirlik felsefesi, BASF’de her çalışanın günlük işlerine kadar etki etmiş bulunuyor.
Bizim için bir kültür haline gelmiş olan sürdürülebilirlik anlayışı, hammadde aşamasından son kullanıcıya ulaşıncaya kadarki tüm süreci kapsıyor. Bu süreç içerisinde üretimi ve dolayısıyla ürünü çevresel etki ve maliyet etkinliği açısından mercek altına almak için patentli metotlar geliştirdik. BASF olarak, tüm değer zinciri boyunca da sorumlu davranmayı ilke edindik. Değer zincirimizin içerisindeki tüm paydaşlarımızın da aynı sorumluluğu hissetmesi ve aynı hassasiyete sahip olması en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor.
 
Tedarik zinciri sürecinize bunu nasıl yansıtıyorsunuz? 
Tedarik zincirindeki önceliklerimiz hakkındaki taahhütlerimizi yerine getirmek için, değer zincirimizdeki risklerin ve bu risklerin doğal çevreye, sosyal çevreye veya çalışanlarımızın emniyetine ve güvenliğine nasıl etki edebileceğinin değerlendirmesini yapıyoruz. Bu yüzden tedarik zincirimizin önemli bir parçasını oluşturan lojistik firmalarının seçiminde ve mevcut lojistik firmalarının değerlendirilmesinde sadece ekonomik kriterleri değil, çevresel, sosyal ve kurumsal denetim standartlarını da kullanıyoruz.
Tedarikçi davranış kurallarımız, Birleşmiş Milletler’in Küresel İlkeler Girişimi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Üçlü Sorumluluk ilkeleri gibi uluslararası kabul görmüş kurallara dayanıyor. Bu doğrultuda, BASF tedarikçi davranış kodu, çevre koruma ve insan, işçi hakları gibi kuralları da içeriyor. Tüm dünyada doğal kaynakların korunması, sağlıklı su-gıda tüketimi, hastalıklardan korunma gibi birçok konuda sosyal sorumluluk faaliyetleri yürütmemizin yanında tüm tedarik mekanizmamızda çevreci sorumluluğumuzla ilerliyor, ürünlerimizi buna göre seçiyoruz. Hem yeni tedarikçi seçerken hem de mevcut tedarikçilerle çalışırken, bu şirketleri tedarikçi davranış kurallarımızda belirttiğimiz çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim ilkelerine göre yerinde tedarikçi denetimleri ile değerlendirilip bu konularda gelişime açık yönlerini, risk potansiyellerini belirliyoruz. 
 
YEŞİL LOJİSTİK BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ 
Çevre faktörü lojistik partner seçimlerinizi nasıl etkiliyor? Bu kapsamda lojistik çözüm ortaklarınızdan beklentileriniz neler? 
Karayolunun karbon emisyonu açısından doğaya en çok zarar veren yöntem olduğu gerçeğinden hareketle lojistiğin çevresel ayak izinin azaltılmasının sağlanabileceği en önemli alanların başında geldiğini düşünüyoruz. Çevre faktörü, artık lojistik partner seçimlerini bile etkilemeye başladı. Hibrid ya da elektrikli araçların lojistik sektöründe yaygınlaşması ve aktif olarak kullanılmasının daha yaşanabilir geleceğe hizmet edeceğine inanıyoruz.
BASF olarak yeşil lojistik konusu bizim için son derece önemli. Tedarik zincirimizin önemli bir parçasını oluşturan lojistik firmalarının seçiminde ve mevcut lojistik firmalarının değerlendirilmesinde sadece ekonomik kriterleri değil; çevresel, sosyal ve kurumsal denetim standartlarını da göz önünde bulunduruyoruz. BASF tedarikçi davranış kodu, insan ve işçi hakları gibi konuların yanı sıra çevre korumayı da içeriyor.
 
Çevre ve sürdürülebilirlik alanında geleceğe dönük hedefleriniz neler? 
BASF, karbon emisyonlarını açık, kapsamlı ve şeffaf bir şekilde raporlayarak karbon saydamlık standartlarıyla dünya genelindeki diğer büyük şirketler arasında öne çıkıyor. Şirketimizin karbon emisyonları raporu, tedarikçiler ve nakliyenin yanı sıra, üretim ve atıkların atılmasını da içeriyor. Bu sayede BASF olarak, karbon emisyonlarının raporlanmasında kabul gören global standart olan Sera Gazı Protokolü’ne sıkı bir şekilde bağlı kalıyoruz. 2013 yılındaki karbon ayak izi, üretimdeki karbon emisyonlarımızı önemli ölçüde azalttığımızı gösteriyor. 2002 yılından beri, satılan ürünlerin metrik tonu başına sera gazı emisyonu yaklaşık %34 azalma gösterdi. 2020 yılı hedefimiz ise %40.
2020 yılı itibariyle üretim için kullanılan mevcut içme suyu miktarını 2010 yılına oranla yarı yarıya azaltmayı planlıyoruz. Ayrıca, su ağırlıklı alanlarda bulunan tüm üretim tesislerinde sürdürülebilir su yönetim sistemleri kurmayı amaçlıyoruz. 
BASF olarak, sorumlu su kullanımına yönelik gönüllü bir Avrupa endüstri standardı olan European Water Stewardship’ten (Avrupa Su Yönetimi Standardı) altın seviyede belge alan ilk kimya şirketi olduk.
 
SERA GAZI EMİSYONLARINI %31,7 ORANINDA AZALTTI 
2002 yılında referans alınan değere oranla satılan ürünün metrik tonu başına olan sera gazı emisyonlarını %31,7 oranında azaltı, enerji verimliliğini ,3 artırdı, 
Kimyasal tesislerinden kaynaklanan hava kirleticilerin mutlak emisyonunu %63,1 azaltarak, 31.580 metrik tona gerilemesini sağladı. 2002’yi referans alarak, 2020 yılı itibariyle %70’lik bir azalma hedefliyor. 
2002 yılıyla karşılaştırıldığında, organik maddelerin neden olduğu emisyonları %76,4 azaltırken, nitrojenin neden olduğu emisyonları da %87,3 azalttı, 
Atık su içerisinde 26 metrik ton ağır metal yer alırken, 2002 yılına oranla bu alanda dünya genelinde %56,8’lik bir azalma kaydetti, 
2020 yılında global sera gazı emisyonlarını 2002’ye oranla %40 oranında azaltmayı hedefliyor. 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat