e
Banner


Eczacıbaşı İlaç Pazarlama’da Tedarik Zinciri Transformasyonu ve Dijital Dönüşüm
Taner Volkan Yılmaz / Eczacıbaşı İlaç Pazarlama Tedarik Zinciri Direktörü




Lojistik VizyonGünümüz dünyasında tedarik zinciri artık bir zincir olarak anılmıyor. Geleneksel tanım, ürün ve hizmetlerin tedarikçiden müşteriye akışını doğrusal bir süreç olarak görürken, artık ürünün yolculuğunu etkileyen ve belirleyen bir tedarik ağından bahsediyoruz. Tedarik zinciri artık, lineer bir hat üzerinde, paydaşların sadece zincirin bir önceki ve bir sonraki halkası ile ilişki içinde olduğu bir süreç değil. Sürecin parçaları artık çok daha çeşitli, çok daha bağlantılı ve çok daha entegre ya da öyle olmak zorunda. Üretici veya ürün/servis sahibi, bu ağ içinde sadece kendi alanını yönetmek istemiyor, bu ağı veya diğer bir ifadeyle bu eko-sistemi bir orkestra şefi gibi yönetmek, hakim olmak istiyor. Bu orkestrasyonu sağlayabilmek öncelikle tüm paydaşlarla bir süreç entegrasyonu içinde olmayı ve bunu teknoloji desteği ile en etkin biçimde sürdürülebilir kılmayı gerektiriyor.
Eczacıbaşı İlaç Pazarlama (EİP) olarak sene başında başlattığımız değişim yolculuğu, 3 yıllık bir yol haritasının eşliğinde, tam olarak girişte kısaca bahsettiğim tedarik zincirinin dijitalleşerek ve değişip dönüşerek ulaştığı network/eko-sistem yönetimi seviyesine ulaşmayı hedefliyor. Bu değişimin uygulanması gereken tedarik zinciri bileşenleri (alanları) ve dijital dönüşümle ilişkisini kısaca şöyle özetleyebiliriz.
 
“Tedarik zincirini bir yapıya benzetirsek eğer, tedarik zinciri stratejisi yapının çatısını oluşturuyor.” 
 
Binayı ayakta tutan kolonları ise, planlama, satın alma ve tedarikçi yönetimi, üretim, lojistik operasyonlar, müşteri memnuniyeti ve işbirliği, kalite yönetimi olarak altı tedarik zinciri süreci olarak görebiliriz. Yapının temelinde ise teknoloji ve dijital çözümler yer alıyor. Bu yapı için her kat dikey ve yatay olarak çok önemli ve dikkatle ele alınması gerekiyor. 
EIP olarak çizdiğimiz yol haritasında bu yapıyı önce mevcut durumunu doğru tespit edip, daha sonra iyileştirmek, paralelde de ulaşmak istediğimiz yeni yapıyı dijital çözümler, yeni teknolojik trendler ve inovasyonla destekleyerek güçlendirmek ve eko-sisteme entegre etmek istiyoruz. Bu yolculuk sırasında en önemli konunun finansal kaynaklar ve teknolojik yatırımlara ulaşabilme kapasitesi olduğunu düşünmüyorum. Evet, bunlar önemli, ama en kritik konular değil. Zira ulaşılmak istenen noktanın yaratacağı değer ortaya koyulabildiğinde her türlü finansal kaynağı yaratmak, her türlü teknolojiye ulaşmak mümkündür ve bence sadece materyal ayrıntılardır.
 
“Asıl kritik faktör, iş hayatının her aşamasında, her sektörde, her süreçte belirleyici olan, hem kaynak olarak hem de konunun iç ve dış paydaşları olarak ‘insan’ öğesidir.” 
 
Yapmak istediğimiz değişim öncelikle bu vizyonu sahiplenebilecek ve o vizyonun gerekliliklerini yerine getirebilecek, donanımlı yeteneklerden oluşan bir organizasyon yapısı ile mümkündür. Hatta bu bence ilk adımdır diyebilirim. Yine insan öğesini kritik faktör haline getiren diğer bir konu, öncelikle iç paydaşların (finans, satış pazarlama, ticari operasyonlar, tedarik zinciri, iş geliştirme, kalite yönetimi ve üst yönetim) bu vizyonu satın almış olmaları, bu hedef için birlikte hareket ediyor olmaları gerekliliğidir. Ancak bu şekilde şirket içindeki silolardan kurtulup iç entegrasyonun tamamlanabilmesi mümkündür. Aynı konu dış paydaşların (tedarikçiler, üreticiler, servis sağlayıcılar vb.) bu vizyona ayak uydurabilmelerinin gerekliliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Ulaşılmak istenen noktada bir ekosistemden ve paydaşların entegrasyonundan bahsediyorsak, tüm iş ortaklarımızın da buna hazır olması, tüm paydaşlarımızın seçim ve yönetim kriterlerinde bu vizyona uygun nitelikte olmak ilk sırada yer almalıdır. Özetle, doğru insan kaynağının seçimi ve geliştirilmesi, doğru organizasyon yapısı ve son olarak da iç ve dış paydaşların bu dönüşüm yolculuğuna dahil edilmesi en kritik faktördür diyebiliriz.
Biraz önce söylediğim gibi yolculuğumuz 2020 yılı başında başladı ve 3 yılın sonunda sadece tedarik zinciri ile sınırlı olmayan, EİP olarak köklü bir dönüşümü hedefliyoruz.
 
“Peki bu dönüşüme neden ihtiyaç duyuyoruz? Bizim için bulunduğumuz ekosisteme entegre olmak, dijitalleşme neden önemli?”
 
Aslında dönüşüme ve dijitalleşmeye olan ihtiyacımızı anlamlandıracak ya da somutlaştıracak en güncel örneği hepimiz derinden yaşadık ve yaşıyoruz. Dünya genelinde ve Türkiye’de sosyal yaşamlarımızı ve iş hayatının işleyişini alt üst eden Covid -19 pandemi fırtınası, bizlere çevikliğin, iletişimin, entegre olmanın ve çabuk adapte olabilmenin önemini sarsıcı bir şekilde gösterdi. Bu durumdan öğrenerek, güçlenerek ve tecrübe ettiğimiz yıkımları fırsata dönüştürerek çıkmak zorundayız. Pandemi bize, tüm paydaşlarla entegre olan ve dijital çözümlerle desteklenmiş etkin bir tedarik zinciri yapısının, bu tür öngörülemeyen, yönü ve süresi belirsiz, yıkıcı durumlarda ihtiyaç duyulan çeviklik, esneklik ve dayanıklılığı (resilience) sağlayacağını herhangi bir şüpheye mahal vermeyecek bir gerçeklikle anlattı. 
 
“Dijital yolculuğumuzun aşamaları nelerdir?”
 
Tedarik zincirini dönüştürürken atacağımız adımları dijital çözümlerle, teknolojik trendlerle ve inovasyonla besleyeceğimizi, destekleyeceğimizi söylemiştik. Aşağıda Gartner kaynaklı grafik gösterimden takip edilebileceği üzere, orta vadedeki planımız, kendi kontrolümüzde olan tedarik zinciri fonksiyonlarını ve tedarik zinciri süreçlerini dijitalleştirmek. İki turuncu düşey çizgi arasında kalan alan ve konuları dijitalleştirmek ve sürekli kendini yenileyen, sürdürülebilir sistemler bütünü haline getirmek. Bu yol haritasında kendimize öncelediğimiz konular, S&OP (Satış ve Operasyon Planlama) sürecimizi iyileştirmek, geliştirmek, maliyet optimizasyonu, lojistik operasyonlar süreç mükemmelliği, kapsayıcı, yalın ve etkin bir dijital kontrol kulesi (dashboard) dizayn etmek ve tüm bunları teknolojik çözümlerle hayata geçirmek olarak sıralanabilir.
 
Lojistik VizyonS&OP anlayış ve uygulamamızı geliştirme konusunda önemli parametrelerden biri olan, doğru ve sağlıklı bir talep tahmini yapabilmek amacıyla, ileri analitik (advance analytics) modelleme yöntemini kullanacağımız bir projemiz halen devam ediyor. Protein ismini verdiğimiz bu inisiyatif ile elimizdeki veriyi kullanarak, tahmin doğruluk oranlarımızı %85-90 seviyelerine çekmeyi amaçlıyoruz. Bu sayede daha sağlıklı bir tedarik planlaması ve optimum bir stok yönetimi yapabileceğimizi düşünüyoruz. 
Satın alma ve tedarikçi yönetimi konusunda, önce var olan sistemimizi iyileştirmek, tedarikçi seçim ve performans değerlendirme kriter ve skorlama yöntemlerimizi geliştirmek istiyoruz. Ardından bu sistemi satın alma süreç ve optimizasyonumuza katkı sağlayacak bir değerlendirme, tanıma ve ödüllendirme sistemiyle uyumlayıp, iş ortaklarımızla gerçek bir işbirliği atmosferine imkan verecek verimli bir sisteme dönüştürmek istiyoruz. En son aşamada bu sistemi teknolojik bir platforma taşımayı düşünebiliriz.
Mevcut durumda, 3PL (lojistik servis sağlayıcı) iş otağımız ve fason üreticilerimizle var olan sistem entegrasyonumuza ek olarak, müşterilerimiz olan ecza depoları ile sistem entegrasyonlarını tamamlayarak sipariş işleme sürecimizi tamamen dijitalleştirmek istiyoruz, bu projemiz devam ediyor. Sanıyorum 2020 son çeyreğinde bu entegrasyonu tamamlayacağız. 
Tedarik zinciri departmanı olarak tüm raporlama, operasyon ve süreçlerimizde, RPA (Robotic Process Automation) gibi veya ERP sistemimizin bize sunduğu otomasyonları kullanmak gibi dijital çözümleri kısa vadede hayata geçirmek üzere projelendirdik.
Tüm yapmak istediklerimizi hayata geçirmek ve dijital dönüşümü tedarik zincirini dönüştürürken başarmak için ihtiyacımız olan en önemli konuyu en sona sakladım. 
 
“Bu konudaki yüksek motivasyonumuzu ve heyecanımızı destekleyen ve bizi daha yüksek bir enerjiyle bu vizyona bağlayan en önemli katkıyı, Eczacıbaşı Holding’in dijitalleşme ve dijital dönüşüme, inovasyon ve yenilikçi anlayışa verdiği önem ve gerçek destekten alıyoruz.” 
 
İnanıyorum ki Eczacıbaşı Holding tarihsel olarak, Türkiye ekonomisi ve sosyal yaşamında dokunduğu her alanda yaptığı öncülük ve başarılı çalışmalarını, dijitalleşme ve dijital dönüşüm konusunda da tekrar edecek ve topluma, iş hayatına model olacak bir başarı hikayesi yazacaktır. EIP olarak bu vizyonun bir parçası olmaktan mutluyuz. Hedeflediğimiz noktanın içinde bulunduğumuz topluma, hastalara, sağlık çalışanlarına ve sağlık sistemine olumlu katkılar sağlayacağını bilmek bizi çok daha fazla heyecanlandırıyor.
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat